Anasayfa / Köşe Yazarları

Köşe Yazarları

HASBEKLİ HACI BEY-2

Hacı Bey Ağıtı’nı ilk söyleyenler: Âşık Veysel, Keskinli Hacı Taşan ve Ürgüplü Refik Başaran’dır. Büyük olasılıkla bu türkünün yakıldığı kişiler Küçük Ali, oğulları Hacı ve Emin Beyler olmalıdır. O öykü de kısaca şöyle: Osmanlı döneminde Kafkaslardan Kayseri yöresine yerleşen Küçük Ali ile oğulları Hacı ve Emin Beyler çevredeki Çerkezlere saldırmışlar, …

Daha fazla oku

HASBEKLİ HACI BEY-1

Aksaray’dan çıktım yayan/Dayan hey dizlerim dayan/Emmim atlı kendim yayan/Uyan Hacı da beyim uyan…Bayram Bilge Tokel Hasbekli Hacı Bey ağıtı adıyla okuduğu türküyü dinlerken çocukluk anılarım geldi usuma. Ağıt, “Aksaray’dan çıktım yayan… “ şeklinde başlıyordu.Babamın memuriyeti nedeniyle ilkokulu Hasbek’te okudum. Hacı Beyin öldürüldüğü konakta Rıfat Efendi ailesi otururdu. Yaşıtım olan Oğlu …

Daha fazla oku

YAŞLILIK TESTİ

UNESCO’nun yaşlılık tanımı şöyle: “Bir insan konfor alanının dışına çıkamıyorsa yaşlıdır…” (Bu tanımla kendimi yokladım; konfor alanımda yaşamayı severim. Burada yaşamam çok kolaydır. Gözlerimi kapatsam her şeyin yerini bulabilirim. Ne büyük bir konfordur. Seyrek de olsa terk ettiğim olur. Bu beni yaşlı olmaktan kurtarır mı bilemiyorum.)   “…Diğer ifadeyle, yeni …

Daha fazla oku

GÜNAH ÇIKARMA

Günah Çıkarma – Barışma – Günah İtirafı, Hristiyanlık inancına göre insanların günahlarını bir Peder’e itirafının ardından günahların bağışlanmasından oluşan uygulamadır. Adamın biri günah çıkarmak için pederin karşısına geçer. Peder: -Söyle bakalım evladım ne günah işledin? -Sayın peder ben büyük bir günah işledim. Bilmem Tanrı beni affeder mi? -Sen anlat. Tanrı …

Daha fazla oku

ÇOCUKLUK İŞTE…

Bir gün komşu çocukları olan akranım Hüseyin ve Metin ortalarda yokken karakol komutanının oğlu Hasan’la oynamaya başladık. Hasan benden iki yaş küçük, okula daha başlamamıştı. Babasının forslu bir adam olduğunu bilir, sık sık bize hava atar ve oyunlarda haksızlıklar yapardı da hiç ses etmez katlanırdık. Bizim için; asker elbisesi olan, …

Daha fazla oku

HİÇ

Nasreddin Hoca’ya kadılığı sırasında bir adam başvurmuş. Yanında da kılıksız bir hamal varmış. – Bu adamdan davacıyım Kadı Efendi, demiş. Hakkımı vermiyor bana! – Ne hakkın var onda? Adam anlatmış: – Bu hamal odun yüklemiş gidiyordu. Bir ara ayağı kaydı. Odunlar sırtından yere döküldü. Benden odunları sırtına yüklemem için yardım …

Daha fazla oku

BENİM DUALARI BOŞ VER DE…

Affet beni hocam; Yıl 1990. İsmail Çetin, o zamanlar Erkilet Ortaokulu’nda çalışıyordu. İsmail Hoca ile anlaştık Kayseri Öğretmenevinde buluştuk. Orada Erkilet Ortaokulu’ndan yedi, sekiz öğretmen daha vardı. Onlarla tanıştırdı. Çay içerken biri dedi ki: “Duydunuz mu? Bizim okula Adana Anadolu Lisesi’nden Matematik öğretmeni tayin olmuş.” “ Duyduk” dediler. Başka biri …

Daha fazla oku

AH ŞU YAŞLILAR

İnsan yaşlanınca daha çok D vitamini almalıdır. Güneşlenmekle bedavadan almak olasıdır. Kış günleri az güneşli geçtiğinden güneşli bir gün olduğunda hemen kendimi parklara atarım. Bugün hava güneşli, güzel bir gün ve ben bedava D vitamini almak için düştüm yollara. Yakındaki parkta gezdim. Dönüşte kendimi güneşe sermek için uygun bank aradım. …

Daha fazla oku

105 YAŞINDAKİ ADAM-2

“Varlıklı olmanız ağa babanızdan gelmiş. Devam edin lütfen.” “On iki bin dönüm araziyi altı eşit parçaya böldüler. Bana iki bin dönüm arazi çayırlık, bağ, bahçe düştü. Bir anda zengin oldum. Gençliğimde yakışıklıydım. Çok kız peşimden koşardı. Kardeşlerimin yardımıyla tarlalara, bağlara bahçelere sahip çıktım. İlk yılın ürünüyle ev yaptım. Mal mülk …

Daha fazla oku

105 YAŞINDAKİ ADAM-1

PTT’de sıra beklerken yanımda oturan kasketli, uzun boylu, yetmiş yetmiş beş yaşlarında gösteren yaşlı adamın tuşlu telefonu çaldı. Yelek cebinden çıkardığı tuşlu telefonunu açtı: “Buyur yavrum?” … “Çobanın hanımı hastaymış madem adamı gönderin. O gelene kadar koyunları siz otlatın. Var mı başka diyeceğin?” … “Bir haftaya kadar işlerimi halledip döneceğim. …

Daha fazla oku

SARIKAYA LİSESİ ÖĞRETMENLERİMİZ -3

“… Tren yola çıkar. Yozgatlı sabırsızlıkla kontrol memurunun gelmesini bekler. Memur geldiğinde Kayseriliden öğrendiği hareketin aynısını yapar. Kontrol Memuru: “Hemşerim biletini göster.” diye ısrar edince görmediğini düşünen Yozgatlı ellerini yukarı kaldırarak: “Ya arkadaş anla artık Kayseriliyim.” deyince tüm yolcular güler. Kontrol memuru: “E ne olmuş Kayseriliysen? Biletini göster hemen beni …

Daha fazla oku

SARIKAYA LİSESİ ÖĞRETMENLERİMİZ -2

Süleyman ÜNÜVAR; Matematik dersimize gelirdi. Koyu renk takım elbiseler giyer, tahtaya tebeşirle o kadar yazı yazar takım elbisesine bir toz konmazdı. Öyle titiz biriydi. Çok ciddiyi. Hiç gülmez, espri yapmazdı. Onun derslerinde sınıfta çıt çıkmazdı.  Sınıfa sırtı dönük uzun uzun tahtaya formüller yazarken bir arkadaş ayağa kalktı dilini dışarı çıkarıp …

Daha fazla oku

SARIKAYA LİSESİ ÖĞRETMENLERİMİZ -1

1972-1973 eğitim öğretim yılında ilçenin en yüksek dereceli okulu olan Sarıkaya Ortaokulu’ndan mezun olacak bizler, liseyi nerede ve nasıl okuyacağımızı düşünürken öğretim yılı sonunda ilçeye lise açılacağını duyunca çok mutlu olmuştuk. Ortaokuldan başka iki de ilkokul vardı. Bu okullar Barbaros İlkokulu ve Namık Kemal İlkokulu’ydu. Lise 1973 1974 öğretim yılında …

Daha fazla oku

MERHAMETTEN MARAZ DOĞDU

Bir inşaat mühendisi anlatıyor; “İnşaat mühendisliğinden mezun oldum. Devlet kurumlarında görev almak için iki yıl ders çalıştım. Çok az kişi aldıkları için atanamadım. O sene devlet memuru olan babam emekliye ayrıldı. “Olmuyor oğlum. Böyle boş durmakla olmuyor. Emekli ikramiyem ve birikmiş tüm paramı sana vereyim. Bir eski ev al. Tamir …

Daha fazla oku

ŞANS KAPIYI BİR KEZ ÇALAR

Şans kapıyı bir kere çalarmış. Çalan kapıyı açmayıp başlarına talih kuşu konmasına izin vermeyenlerle doludur etrafımız. Seyrek de olsa şans kapısını açanlar da olur. İnsanların bu konudaki serzenişlerini duyarız sık sık. Çalan şans kapısını açmayanlar: “İlkokulu bitirdim. Öğretmen okulu sınavına katıldım. Kazanamayınca babam beni İmam Hatip okuluna yazdırdı. Sesim çok …

Daha fazla oku

KIRK YAŞINDAKİ ÇIRAK

Samet’le Murat, ilkokulu beş yıl birlikte okudular. Samet son model otomobiliyle giderken kaldırımda omuzları düşük, kederli halde yürüyen okul arkadaşı Murat’ı görüp durdu. Arabanın camından kafasını uzatarak: “Merhaba arkadaş. Adın Murat mı?” “Evet.” “ İlkokul öğretmenin Mustafa Ala mıydı?” “Evet.” “Ben senin sınıf arkadaşın Samet’im. Hadi atla arabaya işyerime gidelim.” …

Daha fazla oku

BAĞ BEKÇİLERİ

Sarıkaya’da ortaokulda okuyoruz. Arkadaşlarla bir hafta sonu tatilinde bahçeliklerdeki söğüt, kavak ağaçlarının altında avare dolaşırken arkadaşlardan biri: “ Hadiyin lan uşaklar Ilıksuyun bağlarına gidek. Kayısı çalak” dedi. Öneriyi herkes beğendi. Babamın Hasbek’te memur olması nedeniyle beni herkes Hasbekli biliyordu. Aslen Ilısu’dandım ve köyde bizim de bağımız vardı. Giderken onlara; ”Bahın …

Daha fazla oku

ECEVİT DE YENİLİR
(NECATİ ŞAHİN)

Sarıkaya’da orta ikide okurken bizim otelin yanındaki buğday ardiyelerinin birinde yalnız kaldığımdan evime hep arkadaşlar gelsin isterdim. İlçede ailesiyle kalan arkadaşlar akşam oldu mu ailelerinin sıcak yuvasına giderler, benim gibi talebelik hayatı yaşayanlar özgür kalır, gece yarılarına kadar kırk kapıya değnek çalardık. Onlar gece uyurken üstleri açılsa, anneleri gelir üstlerini …

Daha fazla oku

ORTAOKUL ÖĞRETMENLERİMİZ-2

Tek öğretmenle beş yıl geçiren çocuklar buradaki öğretmen bolluğuna şaşırıyorlar. Her biri farklı şeyler istiyor. Çocuklar nasıl davranacaklarını bilemiyorlar. Bu yüzden sık sık dayak yiyor veya dayak yiyenlere tanık oluyorlar. Çocuklar öküzlerini ahıra bağlamış, meseslerini duvara dayamış, ahır sekisindeki yerine koydukları idare lambasını üfleyip gelmiş gibiler.” Genç bir öğretmen açtı …

Daha fazla oku