Yunanca kökenli psikoloji sözcüğünün anlamı: Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü, ruh bilimi, ruhiyat. Ruh sözcüğü de Arapça kökenli olduğu için Türkçe karşılığını bulamadım. Türkçe sözcükler kullanmaya özen göstersem de dilimize karşılığı olmaması nedeniyle psikoloji sözcüğünü kullanacağım. İnsanın olaylara ve insanlara verdiği tepkilerin derecesini, sürekli …
Daha fazla okuİKİ AVUÇ LEBLEBİ
“1945 doğumluyum. Anadolu’nun ücra ve yoksul bir köyünde, beş çocuklu bir ailede geçti çocukluğum. Bizim kuşak söze başlarken; “çocukluğum yokluk, yoksulluk içinde geçti” diye başlar. Ben de onlardan geri kalmayayım; çocukluğum yoksulluk içinde geçti, diye başlayayım sözlerime. İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerinin hâlâ sürmekte olduğu yıllar… İnönü Kuşağı da sayılırız biraz. …
Daha fazla okuTEKMAN’DA BİR SARIKAYALI
Ay Aksamdan Işışıktır Yaylalar Yaylalar,Yüküm Şimşir Kaşıktır Diloy Diloy Yaylalar… Bu Erzurum türküsünün “yaylalar yaylar” nakaratını askerde bölükçe söylemeyenimiz yoktur. Çavuş, türkünün dizelerini söyler biz de nakaratını söylerdik eğitim alanına giderken. Erzurum Kongresi’nin yapıldığı önemli bir ilimizdir Erzurum. Erzurum- Tekman, kızımın öğretmen olarak kırk yıl önceki okuluma atanması ile ikinci …
Daha fazla okuRUHUMDAKİ SIKINTI
OLAYIN YAŞANDIĞI YER: Bursa YAŞAYAN: Ahmet KOÇAK YAŞATAN: Hayati Yıldırım TARİH: 12.11.2022 MEKÂN: Osmangazi / Ördekli Kültür Merkezi OLAYIN ŞARKISI: Ruhumda bir sıkıntı var/ Geçsin diyom geçmiyor ki… OLAY: Sosyal medyanın sıkı bir izleyeniyim. Türkiye’de ve Dünya’da uçan kuştan haberim var. Her şeyden haberi olmak demek zihinde oluşan gürültü, patırtı, …
Daha fazla okuEBE HANIM
Mesleğimin ikinci yılını çalışırken 12 Eylül darbesi oldu. Eylülün yarısında okuluma gidip göreve başladım. Köyüme yakın iki mahrum köye, Köy Enstitüsü mezunu iki deneyimli öğretmen geldi. Onları ziyarete gittim. Bu yaştaki öğretmenlerin böyle mahrum yerlerde ne işi vardı? Merak ettim. İkisi akran ve kader arkadaşı olduklarından birlikte gezerlerdi. Diğer öğretmenler …
Daha fazla okuTAŞINMA TELAŞI-3
Erzurum’a Vardım Dumanlı Dağlar Alican usta ilginç bir adamdır. Eğilerek cıvata söküp takmaktan olsa gerek omuz ve sırt kasları iyice gelişmiş, kambur bir adam görüntüsü almıştı. Biz bir şey sormadan anlatmaya başladı; “Ben Erzincan’ın mahrum bir alevi köyündenim. Yolda gelirken gördüğünüz minaresiz köylerdir bizim köylerimiz. Yavuz Sultan Selim’in alevi kıyımı …
Daha fazla okuTAŞINMA TELAŞI-2
Erzincan’a Girdim Ne Güzel Bağlar Sorgun çıkışında bir petrolde mola verdik. Saat iki buçuktu. Ben şoför mahallinde, o, arkadaki boşlukta geceledik. Yoldan geçen vasıtaların sesi ve açık camdan gelen soğuk hava nedeniyle uyuyamadım. Saat yedide uyandık. İlerde köfteci Yusuf levhasını görüp önüne çektik. Bu saatte İBAN ile ödeme olamayacağı için …
Daha fazla oku
OLMAZ, OLMAZ
DEME…
“Bir kızın doğacak, senin gibi sınıf öğretmeni olacak…” Erzurum İli, Tekman İlçesine yirmi km uzaklıkta olan köye 1983-1984 öğretim yılında rotasyonla atandım. Taştan yapılmış, iki derslikli okulu ve öğretmen lojmanı olan bir köy okuluydu. Dört bekâr öğretmen lojmanda kalmıştık. Kışın yollar altı ay kapalı olacağı için bolca yiyecek depoladık kiler …
Daha fazla okuHAYRET BİR ŞEY!
Son seçimde oyumu kullanmak için okula doğru giderken emekli memur bir hemşerimle karşılaştım. Karısı on metre önde, o arkada oylarını kullanmış geliyorlardı. “Çapanoğlu nörüyon?”(her karşılaştığımızda öyle der ama benim de onun da Yozgat merkezde yaşayan Çapanoğullarıyla bir kan bağımız yoktur. Tıpkı Osmanoğullarıyla bir akrabalığımız olmadığı gibi.) “Nörüyüm hemşerim iyiyim.” diyerek …
Daha fazla okuBABASININ BİRİCİK “BAKAN” I
“Adım Şevket. Babam üç kadınla evliydi. Yirmi çocuğu vardı. Ben ikinci karısından oğluyum. Tabi üç hanımı, yirmi çocuğu olunca geçim sıkıntısı çekiyorduk. Çocukluğumuz zorluklar içinde geçti. Ben o zorlukların verdiği özgüvenle yaşamımda başarılı olduğumu düşünüyorum. Babam, annemin üstüne üçüncü eşini istemeye giderken arkadaşı pembe bir yalan söylemesini öğütler, babam da …
Daha fazla okuAMERİKALI HACI VELİ-1
“Nereye gitsem hayat pahalılığından sızlanıyorlar. Bu memlekette ne zaman hayat pahalılığı, işsizlik olmadı ki? Ben, aynı sebepten ta 1980’lerde Amerika’ya gittim. Sızlanarak bir şeyi düzeltemezsiniz. Kahvede oturmuş sızlanıyorlar, “çalış” desen iş yok. Bıktım vallahi! Geri Amerika’ya gideceğim böyle giderse.” “İyice Amerikalı olmuşsunuz Hacı Veli Bey. Bizde söze böyle başlanmaz unuttun …
Daha fazla okuKUDUZ
Rıza, kahvaltıdan sonra tarlasına gider çalışırdı. Kırk yaşında, işinde gücünde biriydi. On beş yıldır evli olmasına rağmen çocuğu olmamıştı. O da çocuk hasretini köyün çocuklarıyla giderirdi. Evden çıkarken cebine bir avuç kâğıtlı şeker koyar karşılaştığı çocuklara verirdi. O, çocukları, çocuklar da onu çok severdi. Kendi işini bitirdikten sonra komşularının işlerine …
Daha fazla okuKISKANÇ
Kıskanç tipler, etraflarına mutsuzluk yayarak yaşamlarını sürdürürler. En önemli besinleri mutsuz ettiği insanların kıskançlıktan çatlamış halleridir. Laf vurmak, kakıç kakmak en bayıldıkları şeydir. “Falana ne güzel laf vurdum. Kıskançlıktan çatlattım. Ağzını açıp bir şey diyemedi” diye düşünürken gülümser, mutlu olurlar. Akşamdan uykuya dalmadan önce gün içinde dağıtımını yaptığı mutsuzlukları düşünür; …
Daha fazla okuESKİLER…
Eskiler merak edildiği için tarih bilimi doğmuştur. Elbette eski günler gibi yaşamak istemeyiz. Çünkü bu günün en kötüsü bile dünün en iyisinden iyidir ve yarın daha da iyi olacaktır, olmalıdır. Eskiler neler okurdu, nelere gülerdi, aşk mektupları nasıldı? Ben de merak ettim. Araştırdım beni gülümseten şeyler buldum. Umarım sizi de …
Daha fazla okuRÜZGAR AİLESİ-2
Amcalarımız öğretmen olup gittiler. Biz Mehmet’le dövüşe çekişe arkadaşlığımızı devam ettirdik. Bu sefer de ben köyden ilçeye geldikçe; “Mehmeet!” diye ünledim. Onu da yanıma alıp çarşıya gittim. Zar tutarak tavlada çok yendim; çok çayını, kolasını içtim, Allah yokluğunu vermesin, hâlâ içerim. Ortaokul ve liseyi aynı okullarda okuduk. Mehmet Kayseri Eğitime, …
Daha fazla okuBULGARİSTAN VE TÜRKİYE YILDIZI-2
Bir başka teyze de radyoda türküleri çalarken; “Kapatın radyoyu da türküleri harcamayın. Orada biriksin de askerde olan ağabeyiniz gelince ona dinletelim” der. O kadar sevilir Bulgaristan’da. Bulgarca ad almaya zorlanırlar. Türk asıllı bir Bulgar vatandaşı Karısına kızına ve kendine Bulgarca’da da aynı anlama gelen Karanfil adını seçer. Ad değişikliğine isyanını …
Daha fazla okuBEN SENİ SEVMEKTEN BAŞKA NE YAPTIM Kİ
Seni sevmekten başka ne yaptım ki Gittiğin her yerde seninleydim yanında olmasam da Gölgenden bile yakındım sana seninle gelmesem de Ben seni sevmekten başka ne yaptım ki Gülüşünü hissedince güller açar gönlümde Mutluluk senmişsin tatmamışım ömrümde Gönül sofram da sadece hasretini bıraktın ömrümde Ben seni sevmekten başka ne yaptım ki, …
Daha fazla okuBizi Sorgunun Beldesi Yaparlarsa Sakın Şaşırmayın
Cumartesi ve Pazar Üniversite sınavına girmeleri için oğullarım Bahri Han ve Berat Yiğit’i Sorguna götürdüm. Çocukların okullarını bulduktan sora okul bahçesi önünde Sarıkayalıları gördüm. Yanlarına gidip biraz sohbet ettik. Muhasebeci Erdal Özel, İHH Sarıkaya temsilcisi Gazi Vural, Mehmet Yılmaz abi ile koyu bir sohbete daldık. Ana konu neden üniversite sınavı …
Daha fazla okuBULGARİSTAN VE TÜRKİYE YILDIZI (YAZI DİZİSİ)
Bulgaristan’da bir yıldız doğdu. Yıldız on iki yıl orada parladıktan sonra, Türkiye’de parlamaya devam ediyor. Bu yazıda o yıldızı tanıyacaksınız. Hafize Gün Besimova, 12 Eylül 1945 tarihinde çiftçi Besim Bey ile ev hanımı Hayriye Hanım’ın kızı olarak Bulgaristan’ın Varna kentine bağlı Staro Orahava Vameaski’de (Aşağı Çiftlik ilçesi) doğdu. Kendisinden büyük …
Daha fazla okuCANA BATAN KIRIKLAR
Sevdiğim, gözlerime takılan şu karlı dağın arkasındasın Ne yaparsın şimdi bilmem ama umarım acılarımın farkındasın Dilediklerim olur mu kader var, sende feleğin çarkındasın Şimdi kadehler kırılır sarhoş gönlümde, cana batar kırıkları Tuz basıyorum yaralarıma, canım hiç acımıyor inan Sen açtın bu yaraları, ah etmedim, kızmadım bir an Yokluğunda kalbim harabe, …
Daha fazla oku