Yunanca kökenli psikoloji sözcüğünün anlamı: Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü, ruh bilimi, ruhiyat. Ruh sözcüğü de Arapça kökenli olduğu için Türkçe karşılığını bulamadım. Türkçe sözcükler kullanmaya özen göstersem de dilimize karşılığı olmaması nedeniyle psikoloji sözcüğünü kullanacağım.
İnsanın olaylara ve insanlara verdiği tepkilerin derecesini, sürekli değişen psikolojik durumu belirler. Kimi insanları psikolojisi yönetirken kimi insanlar psikolojisini yönetir. İnsan psikoloji havuzunun yarısını irsiyet oluşturur. İrsiyetle bize huy, zekâ, fiziki görünüş geçer. Kişiliğimizi ise irsiyetle geçenlere ilaveten çocukluktan gençliğe kadar içinde yaşadığımız aile, okul, arkadaş çevresi; gördüklerimiz, duyduklarınız, okuduklarımız ve karşılaştığımız olaylar tamamlar.
Kimisinin kişilik zemini düzdür ve üzerindeki psikoloji topları ileri geri hareket eder durur. Psikolojisinin yönetimine giren bu insanlardır. Sevgi, öfke, kibir, heyecan, bencillik gibi duygularını çabuk harekete geçirirler. Kimisininkinde zemin hafif engebelidir psikoloji topları yavaş hareket eder; hemen parlamaz, sabırlıdırlar. Kimisinin zemini ise psikoloji toplarını tutacak yuvalara sahiptir. Bütün duygularını kontrol edebilirler. Psikolojisini yönetebilenler bunlardır.
Bir de sürü psikolojisi vardır. Cahil toplumlarda çok tehlike yaratırlar. Toplumsal olaylar, savaşlar bu psikoloji ile çıkar ve insanlık tarihine kara leke olarak yazılır.
İnsanlar evde ve evden dışarıda savaşma amaçlı olanlara karşı, savunma amaçlı kullanmak üzere yanlarına taş, bıçak, tabanca gibi silahlar alırlar. Taş atana taşla, bıçak çekene bıçakla, tabanca çekene tabanca ile karşılık verenler sıradan insanlardır. Bazılarını bu tatmin etmez taş atana bıçakla, bıçak çekene tabanca ile ateş ederler. Daha kötü psikolojiye sahip olanlar, tank, top, bomba gibi araçları kullanmak isterler ama yasalar buna izin vermez. Sadece savaşlarda kullanılmasına izin verilir. Bunlar en kötü insanlardır ve psikopat olarak adlandırılırlar (Aman ha! Psikopat olmayın) Savaş için, kavga için sokağa çıkanlar bunlardır (uzak durunuz).Kötü insanların da kötü olmalarının nedenleri vardır. Geçmişte yaşadıkları olumsuzluklar kötüleştirmiştir onları.
İnsan sosyal bir varlıktır. Konuşmak, gezmek, eğlenmek ister. Anneler; “ karşına hep iyi insanlar çıksın” dileğinde bulunurlar ama bu dilekten kötü insanların haberleri yoktur. Onlar kışkırtıcı söz ve davranışlarla psikolojinizi bozarlar.
“Sana nasıl laf soktu? Ağzını açıp bir şey diyemedin.”
“Ne pısırık adamsın. Kendini ezdirme.”
“Ben olsam ağzının payını verirdim.”
“Başarısız bir insansın emsallerinin yatı, katı var.”
“Çok güzel bir kadınsın. Şu evlendiğin adama bak.” gibi sözlerle kışkırtırlar ve sizi kendi debelendikleri çukura çekmek isterler. Ruhunuzu okşayan, sizi iyi hissettiren insanlarla görüşün.
Eğer birine karşılık verememişsek o gece ve diğer gecelerde uyku girmez gözümüze. Ta ki; o kişiye bir punduna getirip karşılık verene kadar. İşte psikolojisi bozuk insanlar karşılık veremeyişleri çok olan ve artık çok geç olan insanlardır. Uzun yıllar geçse de unutamaz, etkisinden kurtulamazlar.
Evden çıkarken yanına gülümsemesini alanlar (yanına gülümsemesini alanlarınız çok olsun) eve döndüğünde yaralı bir durumdadırlar. Toplum içindeki psikopatlardan çok yara alan, yaraları kangren olan bu insanlar, zamanla sosyal fobik (SF) hale gelirler. Taş bıçak, silah darbeleri almamak için hem eve, hem içlerine kapanırlar. Bütün bunları biz, bize yaparız ve “insan insanın kurdudur” sözü burada anlam kazanmaktadır. Kötüler bizi de kötü olmaya zorlarlar. Bizler kötü olmamak için ömür boyu mücadele içindeyizdir.
Bu durumdan çoğunlukla çevremizdeki insanlar, duyduğumuz olaylar sorumlu olsa da elde olmayan talihsiz olaylar da psikolojimizi bozmaya neden olabilir. Yakınını, sevdiğini kaybetmek, çok yaşlı veya hasta olmak gibi. Hep bir yanı eksik yaşama dönemine gireriz böyle durumlarda. Psikolog ve psikiyatristlerin yanına gidenler daha çok bu tür insanlardır. Psikolojik rahatsızlıkların iyileştirilmesi çok zordur. Apandisit değil ki ameliyatla alıp kurtarsınlar. Doktorlar, acı çekmesinler, yaşantılarını şöyle böyle sürdürebilsinler diye uyuşturucu ilaç verir, fobileriyle başa çıkmaları için hobi edinmelerini önerirler.
Newton yer çekimini bulmadan önce yer çekimi yok muydu? diye soran adam gibi ben de “psikanalizin babası Freud’dan önce psikoloji yok muydu?” diye sorsam uygun düşer mi? Freud’dan birkaç alıntı yapayım;
“İnsan komplekslerini ortadan kaldırabilmek adına kendini hırpalamaktansa onlarla yaşamayı öğrenmeli; çünkü kompleksler onun hal ve hareketlerine yön veren gayet meşru güçlerdir.” Kendinizle barışık olun. Olmuyorsa olmuyordur. Her şeyi dert etmeyin, diyor zahir. Bir başka sözünde: “Zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır.” Bizi psikolojik hasta eden zaten zayıf noktalarımızdır. Zayıf noktalarımız ne kadar çoksa o kadar sevinmeliyiz mi demek istiyor Freud? Moral vermeye çalışıyor olsa gerek.
“Amma psikoloji parçaladın. Milletin psikolojisini yazıp durdun. Seninkinden ne haber?” diye soracak olursanız şöyle yanıt veririm:
“Edebiyat parçalayıp, yazdıklarımı anlamak için günlerce düşünseniz daha mı iyi olurdu? Psikolojime gelince; bozulduğu zamanlarda hayalimde bir uzay aracına biner Güneş’ten Dünya’ya bakarım. Minik bir ışık gibi görürüm. Samanyolu Galaksisini geçer oradan bakarım; Güneş, Venüs kadar gözükür. Dünya’yı ararım bulamam. Dört, beş galaksi geçince Güneş de gözükmez olur. Samanyolu galaksisi Venüs kadar kalır. On galaksi daha geçince Samanyolu da görünmez olur. İleri doğru bakarım daha sonsuz sayıda galaksi ve yıldız vardır. O zaman bir hiç olduğumu anlayıp dönüşe geçerim. Yatağıma döndüğümde hem yorulmuş, hem hiç olmuş olarak derin bir uykuya dalarım.
İnsanın hayali sonsuzdur. Size de öneririm.
Ahmet.kocak16@hotmail.com