Benzer Haberler
Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör “Alman Hans’ı koru Türk Hasanı ez,
çiftçiyi mağdur edersen, çiftçiyi üretemez hale getirirsen aç kalırız”dedi.
İthal buğdayda gümrük vergisinin azaltılması ve Çiftçiye verilen ürün fiyatının az oluşu, çiftçinin mağduriyetini sormak için Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör’ü makamında ziyaret ederek gündemi değerlendirmesini istedik. Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör sorunun büyük olduğundan bahsederek gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mustafa Tek’e şu açıklamaları yaptı. İthal buğdayda gümrük vergisinin azaltılması ve Çiftçiye verilen ürün fiyatının az oluşu, çiftçinin mağduriyetini sormak için Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör’ü makamında ziyaret ederek gündemi değerlendirmesini istedik. Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör sorunun büyük olduğundan bahsederek gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mustafa Tek’e şu açıklamaları yaptı. Güngör; “Bu sene 2017 üretim ve hasat sezonunda üreticilerimiz beklediği verimi alamamıştır. Bunun başlıca sebebi yağışların bol olmasına rağmen hava sıcaklıklarının inişli çıkışlı dengesiz bir şekilde seyretmesinden kaynaklanmıştır. Üreticimizin güç durumda kalmasının ikinci sebebi ise hükümetimizin bölgemizin hasat arefesinde çıkarmış olduğu kararnameyle hububatta gümrük vergilerinin düşürülmesi olmuştur. TMO tarafından açıklanan hububat alım fiyatları ise işin tuzu biberi oldu. Üretici maliyetleri ciddi miktarda artmasına rağmen geçen yıl ki hububat alım fiyatları yeniymiş gibi bu sene tekrar açıklandı. Buda bizim için bir hayal kırıklığı oldu. Şimdi üreticilerimiz düşük verim ve yetersiz fiyatlar yüzünden bankalar ve kooperatiflere olan borcunu ödeyemediği gibi kendi giderlerini de karşılayamayacak durumda. İzlenen yanlış tarım politikaları üreticimizi tüccara ve borçlu olduğu esnafa mahkum etmiştir. Üreticimiz borç sarmalına düşmüş, borç vakası gittikçe açılmaktadır. Bir atasözü derki; “Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.” Birileri “çiftçinin durumu iyi her sene traktörünü yeniliyor” diyor. Doğrudur… Ama borcunu ödeyemediği için eskisini peşin paraya satıp borcunu ödemeye çalışıyor. Yeni traktörü uzun vadeli krediyle alarak, ucu görünmeyen borç batağına saplanıyor. Acilen çiftçilerimizin bankalara ve kooperatiflere olan borçları uzun vadeye yayılarak faizsiz olarak ertelenmelidir. Düşük açıklanan hububat fiyatlarının telafisi için kilograma 5 kuruş olarak ödenen pirim destekleri arttırılmalıdır. Hükümetimiz tarım politikalarıyla sanayiciyi korumasın demiyoruz ama dengeler iyi ayarlanıp üreticide korunmalı. Çiftçi üretemez duruma geldi. Türk çiftçisi üretemezse hepimiz aç kalırız. Türkiye aç kalır, bölge ülkeleri aç kalır. Emperyalist ülkelerin ürettiği kısırlaştırılmış kimyasallar enjekte edilmiş ürünlerini yemek zorunda kalırız. Maalesef bu ülkeyi ve bölge ülkelerini doyuran üreticimiz müşkülatlarla dolu bir geleceğe terk edilmekte… İllaki sesimizi duyurmak için illegal yollara mı başvuralım, sokağa mı çıkalım… Biz üretici çiftçiler sokağa ancak söz konusu vatan olursa çıkarız. Gerekirse traktörümüzü de yakarız, ekinimizi de yakarız. Canımızı da veririz. Kahraman kazanda olduğu gibi… Bundan sonra susmayacağız. Çiftçilerimizin sorunlarını en üst perdeden anlatacağız. Seçimlerde ilçemizde konuşan siyasilerimiz yaşadığımız afetlere rağmen hiç ortalarda görülmedi. Bundan sonraki süreçte onları da üreticilerimize anlatacağız. Bu ülke tarım ülkesi; İthalatçıyı koru, sanayiciyi koru. Üreticiyi ötele Haktan reva mı?” Diyerek sözlerini tamamladı.
