AHMET KOÇAK: “Okul arkadaşım, Antalya’da Maarif müfettişi olarak hâlâ görevde olan yakın dostum Halis Esmer’in küçük kardeşisiniz. Ben sizi yakından tanıyor, başarılarınızı takdirle izliyorum. Sorularımı sizi tanımayan okuyucuları da göz önde tutarak hazırladım. Akademik çalışmalarınızla ilgili soru sormak istemedim. Dileyen okuyucular internetten yeterli bilgiyi alabilirler. Bu söyleşide akademik çalışmalar dışında merak ettiğim konularda sorular hazırladım.
Sayın Kadir Esmer Hocam, kısaca kendinizi tanıtır mısınız? (Nerede doğdunuz? Nasıl bir ailede yetiştiniz? Kaç kardeşsiniz? Eğitim gördüğünüz okullar…)”
KADİR ESMER: “Sarıkaya ilçesinin Tepedoğan köyündeniz, ben 1963 yılında Kayapınar Köyünde (şimdi mahalle) dünyaya geldim. Biri kız diğerleri erkek, beş kardeşin en küçüğüyüm. Ben 4 veya 5 yaşındayken Sarıkaya ilçesine taşındık. 5 yaşımda Halis ağabeyimin okul malzemelerine sahiplenme çabalarım nedeniyle, rahmetli babam elimden tutup Barbaros İlkokulu Müdürü merhum Halit Aytekin hocama götürüp durumu anlatmış. Yaşım nedeniyle birinci sınıfı, bir sonraki eğitim-öğretim yılında tekrar etmem koşuluyla okula başladım ve yaklaşık 2 ay sonra merhum Mutu Mert hocam, ilkokul sınıf öğretmenimiz oldu. O yıllarda okuma-yazmada cümle yöntemi kullanılıyordu ve yıl sonunda örnek bir cümleyi defterimize yazmamızı isteyen öğretmenimiz, bitirenleri kontrol ediyor “pekiyi”, “iyi” ve “orta” derecelerinden birini yazıp o sayfayı imzalıyordu. Bu aynı zamanda karne notumuz oluyordu. Öğretmenimiz, ben ve benim gibi erken başlayan bir arkadaşımın defterine herhangi bir derece yazmıyor siz sınıf tekrarı yapacaksınız diyordu. Ben sadece yazdığım cümleye odaklandığım için öğretmenimin beğenmediğini düşünerek, tekrar yazıp gösteriyordum yine imzalamıyordu. Bu durum, üç kez yeni sayfa ve yazımla değişmeyince ağlamaya başladım. Merhum Mutu Mert öğretmenim durumu kabullenmediğimi görünce, okul müdürümüz ve aynı zamanda ilk iki ay sınıf öğretmenimiz olan merhum Halit Aytekin hocamızla görüşmeye gitti. Kısa süre sonra sınıfa geldi ve defterime “iyi” derecesi yazıp imzaladı. Böylece bir üst sınıfa geçtim ve sene kaybı olmaksızın ilkokulu, ortaokul ve lise eğitimimi Sarıkaya’da tamamladım. Daha sonra üniversite lisans eğitimimi Erzurum Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümünde, yüksek lisans tezimi ve doktora eğitimimi ise İstanbul Üniversitesinde tamamladım.”
“Başarılı bir eğitim dönemi geçirdiğinizi biliyorum. Sarıkaya ile ilgili unutamadığınız, sizde iz bırakan bir anınızı paylaşmak ister misiniz?”
“Öğrencilik yıllarımla ilgili çok anılarım var elbette ancak, bende etkisi olan ve iz bırakan bir konuya ve bir anıma kısaca değinmek isterim. Sarıkaya Lisesi ve orta kısmı (ortaokulu) o dönemde bir arada eğitim yapıyordu. Dolayısıyla eğitsel kol faaliyetleri de hem lise hem de orta kısım öğrencileri ile birlikte yürütülüyordu. Lise birinci sınıfta Kütüphanecilik Koluna seçilmiştim. Okul kütüphanesinde görevlendirilmek üzere bir başkan ve üç yardımcı seçilmesi için sorumlu Edebiyat öğretmenimiz, kâğıtlara isim yazılması suretiyle kapalı oylama yaptırmıştı ve ben lise birinci sınıfta olmama rağmen, orta kısım öğrencilerinin desteği ile başkan seçildim. Mezun olana kadar üç yıl Kütüphane Kolu başkanlığı yaptığım. Bu süre zarfında mevcut olan çok sayıda klasik eserler, ansiklopedi ve tarihi kitapları okuma şansım oldu. Unutamadığım anılarımdan birisi ise lise son sınıfta Kütüphane Kolu tarafından düzenlenen fen ve sosyal bölümleri arasında yapılan münazaradır. Fen bölümlerinden dört, sosyal bölümlerden dört öğrenci seçildik ve ben fen bölümlerinin sözcüsü oldum. Münazara konu başlıkları; “Para Hayat İçin midir? – Hayat Para İçin midir?” olup, çekilen kurada bize “Hayat Para İçindir” konusu çıktı. Her iki grupta çok değerli arkadaşlarım, dostlarım vardı ve münazara oldukça çekişmeli geçti. Her iki grup sözcüsü beşer dakika son savunmalarını yapacaktı. Sıra bana geldiğinde biraz mizah katıp uygulamalı örnekler vermiştim ve etkili oldu sanırım, sonuçta fen bölümleri olarak münazarayı kazanmıştık.”
“ Hangi üniversitede görev yapıyorsunuz? Üniversitenizi kısaca tanıtır mısınız?”
“Marmara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümünde görev yapmaktayım. Üniversitemiz çoğunluğu İstanbul Anadolu yakasında olmak üzere, 8 farklı yerleşkede, 21 fakülte, 1 yüksekokul, 4 meslek yüksek okulu ve 13 enstitüde; lisans, ön lisans ve lisansüstü eğitimi vermektedir. Farklı 303 lisans ve 639 lisansüstü programa sahip olup, tüm programlarda 70 bin civarında öğrenci eğitim görmektedir. Marmara üniversitesi, “Öğrenci Değişim Programları” kapsamında büyük çoğunluğu yurtdışına giden ve gelen öğrencilerin yanı sıra, Farabi ve Mevlana programları ile yurtiçi öğrenci hareketliliğine sahip dinamik üniversitedir. Çoğunluğu yurtdışında farklı üniversitelere giden olmak üzere, her yıl yaklaşık 1400 civarında öğrenci Erasmus programı çerçevesinde değişim programlarından faydalanmaktadır.”
ahmet.kocak16@hotmail.com
