Anasayfa / Güncel / HASBEKLİ MAHMUT PEHLİVAN -4

HASBEKLİ MAHMUT PEHLİVAN -4

Adam şaşakalmıştır. Meğer adamın sorduğu çiftçi Hasbekli Mahmut Pehlivan değil miymiş?
 Ahmet Yanalak’a o pehlivanın adını sorduğumda Sivaslı Sicimoğlu adında bir pehlivan olduğunu söyledi. Çocukluğumda duyduklarıma göre devamında Mahmut Pehlivan:
 “Arkadaş madem pehlivansın önce benimle bir güreş. Beni yıkarsan gider Mahmut pehlivanla güreşirsin “der. Adam kabul eder tarlada güreşirler. Mahmut Pehlivan onu yener.  Sicimoğlu:
“Ben sıradan bir çiftçiye yenildim. Köye gidip Mahmut Pehlivan’la güreş tutmama gerek kalmadı” deyip atına biner ve geri döner.
Şüphesiz ki bu anlatılanlar yaşanmış, ya da yaşanması muhtemel şeyler değildir. Ne var ki halkın Hasbekli Mahmut Pehlivan’ı nasıl gördüğü veya nasıl görmek istediği konusunda fikir vermesi bakımından önemlidir. Halk arasında Mahmut Pehlivan’a büyük bir pehlivan olmasının ötesinde veli gözüyle de bakanlar vardır. Olağanüstü bir takım olayların, sıradan şeylermiş gibi anlatılmasının sebebi olarak görülebilir bu inanış. Anlatılan pek çok hikâyede bu türden izler görmek mümkündür. Örneğin; Mahmut Pehlivan’ın başında üç tüy vardır ki onları hiç kesmezdi. Güreşirken o tüylerin her biri çivi gibi dikilirdi. O zaman anlardık ki Mahmut Pehlivan hiddetlenmiştir ve rakibinin sırtını yere yapıştırması yakındır.
Rahmetli babam (Hasbekli Mahmut Pehlivan’ın oğlu) anlatırdı:
“Bir gün babamla ( Mahmut Pehlivan) Yozgat’a gidiyorduk. (Kağnılarla yaptığımız bu yolculuk iki-üç günümüzü alırdı.) Artık Yozgat’a yaklaşmıştık ki, babam kağnıyı durdurdu, bana dönerek; “Mehmet, şu kayayı görüyor musun?” diye sordu. Yolun kenarında, kağnıdan daha büyücek bir kayayı gösteriyordu. “O kaya eskiden şuradaydı ve yoldan gelip-geçen arabalar, kağnılar için de bir engel teşkil ediyordu. Gene böyle bir yolculuk sırasında ben o kayayı oradan aldım, getirdim şu gördüğün yere diktim. Bir gün torunlarımla buradan geçersen onlara bunu anlat.”
Kaya öyle bir-iki kişinin güç yetirebileceği gibi değildi. Şöyle göz kararı “2-3 ton kadar gelir” diye düşündü. Babasının bu talebini bir “vasiyet” olarak kabul etmişti. Vefatına yakın bizlere bunu pek çok kez hatırlatmasına rağmen olayın geçtiği mevkii tam olarak kestiremediğimizden dedemizin bu vasiyetini gerçekleştirmek konusunda bir çabamız olmamıştı. Babam bu kayanın “Köçekli Köyü” yakınlarında olduğunu söylüyordu; biz de “Bu köy olsa olsa “Köçeğinkömü”dür: diye düşünürdük hep; çünkü bildiğimiz kadarıyla Yozgat’ta “Köçekli” diye bir köy yoktu. Bundan 2-3 yıl kadar önce bahsedilen köyün Yozgat’ın güneydoğusunda, Güdülelmahacılı Köyü’nün güneyinde bulunan “Köçeklioğlu Köyü” olduğunu; sözü edilen kayanın da o köyde bulunduğunu öğrendik. Kardeşlerim ve oğlumla beraber Köçeklioğlu Köyü’ne giderek yörede “Pehlivan Kayası” diye bilinen kayayı gördük. Köyün girişinde, yolun hemen kenarında Hasbekli Mahmut Pehlivan’ın azametinin bir işareti gibiydi sanki. Üzerinde bulunduğu zemin taşlıktı. Kaya bu zeminin üstünde iğreti duruyordu; bu da bulunduğu noktaya sonradan taşındığı iddiasını güçlendiriyordu.
Böylece dedemizin vasiyeti de yerine getirmiş, babamızı da bu sorumluluktan kurtarmış oluyorduk.”
SON ZAMANLARI
Hasbekli Mahmut Pehlivan ömrünün son yıllarında kısmi bir felç geçirir. Ömrünün kalan kısmı kimi gün ayakta, kimi gün yatakta, ama hep bu hastalığın pençesinde geçer. Kafese kapatılmış bir aslan misali yatağa bağlanışı çok üzer O’nu. Hem O’nu, hem çevresindekileri…
Köyde bir düğün vardır. Oradan gelen davul, zurna sesi O’na geçmişini hatırlatır… Bir süre eskilere dalıp gittikten sonra babama seslenir. Davulcuyla zurnacıyı çağırmasını söyler. Babam bir süre sonra davulcuyla zurnacıyı alıp gelir. Onları avluda oturturken babasının yanına varıp davulcuları getirdiğini haber verir. “Arzu ile Kamber”i çalmalarını ister… “Arzu ile Kamber” güreş sırasında çalınırmış meğerse.
Davul-zurna Arzu ile Kamber’i çalarken evde pencerenin önüne oturmuş onları izlemektedir. Bir süre gözünün önünden geçer gençliği, güreşleri. Şimdi genç olsaydı, durur muydu bu hava çalarken… Herkes çalan davul ve zurnadan çok Mahmut Pehlivan’ın o dokunaklı halini izlemektedir… Başını kaldırır… Gözlerinden aşağı doğru iki damla yaş süzülür. Felçli elini diğer eline alarak:
 “Bir zamanlar çok kispet yırttın amma şimdi uçkurunu bile bağlayamıyorsun” diyerek yatağına döner. O’nun bu sözü orada bulunanları ağlatmaya yetmiştir…
Kim bilebilirdi ki bu O’nun geçmişiyle vedalaşmasıdır.
“Her nefis ölümü tadacaktır” ilahi hükmü Hasbekli Mahmut Pehlivan için de işledi.1932 senesinde 75 yaşındayken Hakkın rahmetine kavuştu. Ruhu Şad Olsun.
YENİLGİLERİ ÜZERİNE SÖYLENTİLER:
.Hüseyin Bozdağ: “Hasbekli Mahmut Pehlivan’ı ve Sicimoğlu Halil’i Artova’da büyük bir düğün güreşinde yenen Devecidağlı Çerkezoğlu’dur. Zile’nin Silis Köyü’ndendir. Ayrıca 1900 yılında Amasya Panayırı’nda Germiyanoğlu Ali, Mahmut Pehlivan’ı yenmiştir. Birde 1897 yılında Sivas paşası ibrahim Paşa’nın huzurunda Kıbrıslı Ahmet hem Hasbekliyi, hem Sicimoğlu’nu yenmiştir. Bakın Osmanlı Tarihinde yazar. Kayıtlarda vardır.”
Takma adlı biri: “Hasbekli Mahmut Pehlivan, 1857 – 1932 yılları arasında yaşamış karakucak başpehlivanıdır. İzmir’de yaptıkları ve iki buçuk saat süren güreşte Kel Aliço ile yenişemediler. Aldığı tek yenilgi Kıbrıslı Ahmet pehlivan ile yaptığı güreştendir.”
Zülküf Tekin: “Yozgat’ın gururu Hasbekli Mahmut Pehlivan Sarıkaya’nın Hasbek Köyü’ndendir. Hayatını ve güreşlerini okuyanlar bilir; bu yiğidimizin sırtı yere hiç gelmemiş olup, benim gözümde en güçlü pehlivandır. Güreşe meraklı aynı zamanda pehlivan olan Padişah Abdulaziz sırtı yere gelmeyen Anadolu yiğidi olan Sivaslı Sicimoğlu Halil Pehlivanı saraya davet eder. Huzurunda saray pehlivanlarının hepsini yıkmış. Son olarak da güreşeceği rakibi olan 27 yıl Kırkpınar Başpehlivanlığını yapan saray başpehlivanı Kel Aliço ile güreşmesine bir gün kala kalp krizi sonucu ölmüş. Anadolu insanı Sicimoğlu için çok üzülmüş ve onun kalp krizi değil zehirlenerek öldüğüne inanmış. Daha sonra Hasbekli Mahmut Pehlivan da saraya davet edilmiş. O da ölüm korkusuyla davetten kaçarak saklanmış. Onu bulup saraya getirmesi için bir binbaşı görevlendirilmiş. İki ay kadar aramasına rağmen onu bulamadan saraya eli boş dönmüştür.
Daha sonra Abdulaziz’in tahtan indirilmesiyle ortaya çıkmış. Ara verdiği güreşlere tekrar devam etmiş ve gittiği bütün güreşlerdeki bütün ödülleri toplayarak zengin olmuştur.
Daha önce de bu yiğit pehlivanımız İzmir’de iki saray pehlivanını yıktıktan sonra Kel Aliço ile karşılaşmış, Aliço ile iki buçuk saat yenişememiştir.
Sivaslı Sicimoğlu Halil pehlivan ile Sivas’ta güreşmiş ve onu yan düşürerek yenmiştir.
Bu Anadolu yiğidi Yozgat’ın gururu efsane Mahmut Pehlivanı saygıyla anıyorum.”
Kaynak Kişiler: Ahmet YANALAK (Hasbekli Mahmut Pehlivan’ın Torunu), Murat SERTOĞLU ve Hasbekli Ömer GÜNGÖR
ahmet.kocak16@hotmail.com.

Hakkında Mustafa TEK

Ayrıca bakın

BAŞKAN İBİŞ: “CUMHURİYET, MİLLETİMİZİN BAĞIMSIZLIK VE HÜRRİYET TUTKUSUNUN EN YÜCE SEMBOLÜDÜR”

Karayakup Kasabası Belediye Başkanı Talat İbiş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.