Anasayfa / Güncel / 8 MART TÜRKİYE’DE KADINLARA AYRIMCILIĞIN BİTTİĞİ TARİH OLMALIDIR

8 MART TÜRKİYE’DE KADINLARA AYRIMCILIĞIN BİTTİĞİ TARİH OLMALIDIR

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların haklarını aramak, çalıştıkları işin karşılığı ücreti alabilmek ve doğum izni talepleriyle başlattıkları mücadelenin yıldönümüdür. Bu mücadelenin 1857 yılında başladığını dikkate aldığımızda aradan geçen sürede arzu edilen noktaya gelinemediği açıktır.
Günümüzde kadınların uğradıkları eşitsizlik ve ayrımcılık halen devam etmekte, kadınların talepleri sürekli gündemdeki yerini korumaktadır. Her 8 Mart’ta, kadınların sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik talep ve önerileri kadın-erkek toplumun her kesimi tarafından dillendirilmektedir.
Kadınlar, birbirlerinin sorunlarına karşı duyarsızlaştırılmakla birlikte hemcinslerine karşı mücadele eder hale getirilmişlerdir. Kılık-kıyafet ayrımcılığının kamu eliyle körüklenmesi yüzünden kadınların önemli bir kesimi ötekileştirilmiş, eğitim-öğretim ve çalışma hayatı başta olmak üzere, çoğunlukla sosyal hayattan da dışlanmışlardır. Yıllarca üniversite kapılarında yaşanan dramlar görmezden gelinmiş, kılık-kıyafet ayrımcılığıyla dışlamalar sürmüş, özgürlük talepleri duymazdan gelinmiştir.
Halkın seçtiği başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya TBMM İç Tüzüğü gerekçe gösterilerek had bildirilmesi de sindirilmenin en uç örneği olarak tarihe geçmiştir. Bu durum, hakkını arayan kadınlara öğrenilmiş çaresizlik örneği olarak sunulurken, kılık-kıyafeti gerekçe gösterilerek mesleklerinden atılan, eğitimleri yarıda kalan, yaşamları zehir edilen kadınların ödediği bedel yeterli görülmemişçesine kadınlara uygulanan ayrımcılık maalesef hâlâ sürmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla aşağıdaki hususlara dikkat çekiyor ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz:
-Kadının cinsel ve ticari bir meta olarak kullanılmasının önüne geçilmesi için yasal tedbirler alınmalı, televizyonlarda kadını değersizleştiren müstehcen sahnelerin en az sigara içme sahneleri kadar insanlığı tehdit ettiği bilinmelidir.
-Çalışan annelerin çocukları için çalışma yerlerinde mutlaka kreşler açılmalıdır.
-Kadınları kategorize eden anlayışı meşrulaştıran, yasal metin haline getirilmiş bütün düzenlemeler iptal edilerek, Meclis İç Tüzüğü dahil, kadınların çalışma ve sosyal hayatta önlerine konulan bariyerler kaldırılmalıdır.
-Şiddet gören kadınların korunmasına yönelik atılan adımlar yenileriyle güçlendirilmeli, can emniyeti sağlanmalıdır.
-Kayıt dışı istihdamın önemli bir bölümünü oluşturan kadınların iş güvencesine yönelik çalışmalar hızlandırılmalı, bu yöndeki yasaların uygulanması için de titizlik gösterilmelidir.
-Kadınların çalışma hayatında doğum izni, süt izni gibi haklarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar artırılmalıdır.
-Kadınların yetersiz olan ücretli izin süreleri artırılmalıdır.
-Antidemokratik süreçlerde inancı, kimliği ve kişiliği nedeniyle mahrum edilen ve bedel ödetilen bütün kadın ve kızların hakları iade edilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, bütün kadınlarımızın gününü kutluyor; savaşın hüküm sürdüğü ülkelerdeki kadın ve çocukların yaşadıkları dramların son bulmasını, şiddetten uzak, engellerden arınmış, kadınların hayatın her alanında hak ettiği şekilde temsil edilmesini temenni ediyoruz.

Hakkında Mustafa TEK

Ayrıca bakın

İKİ ÖĞRETMEN

Kemalettin Bey sitenin cümle kapısından çıktı. Soğuktan korumaya aldığı ellerini on yıllık solmuş kabanının ceplerine …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.