Anasayfa / Güncel / ÖĞRETMENİN PERFORMANS KRİTERİ KENDİ VİCDANIDIR!

ÖĞRETMENİN PERFORMANS KRİTERİ KENDİ VİCDANIDIR!

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilmesi planlanan Öğretmene Performans Sistemi’ ne tepki olarak Eğitim Bir-Sen Genel Merkezinin organizesiyle ülke genelinde 02.04.2018 tarihinde il ve ilçelerdeki tüm okullarda saat 11.00’de temsilen belirlenen merkezi okullarda basın açıklaması gerçekleştirildi. Sarıkaya’da Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilciliği olarak İlçe Temsilcisi Hacı Ali Efe tarafından Namık Kemal İlköğretim Okulu öğretmenler odasında basın açıklaması düzenlendi. Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Hacı Ali Efe yaptığı açıklamada,” Performans değerlendirme taslağına hayır diyor, şiddete karşı yasal düzenleme istiyoruz. Öğretmenlerimiz, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısı olmayacak aksine kurumsal bütünlüğü bozacak, mesleki motivasyonu düşürecek, çalışma barışını yok edecek, işbirliğini zedeleyecek, öğretmenlik mesleğini örseleyecek performans değerlendirme sürecine tabi tutulmak istenmektedirler. Performans değerlendirme taslağının hiçbir hukuki ve kanuni dayanağı yoktur. Eğitim gibi uzun erimli, sonuçları hemen alınamayan bir süreçte, anlık veya kısa vadeli performans ölçümünün mümkün olmadığı eğitimi bilenlerce açık bir gerçektir. Meslekleriyle ilgili konularda söz hakkı verilmeyen, politika belirlenirken tecrübesine müracaat edilmeyen, içerik, yöntem ve materyalleri seçme ve okul yönetimiyle ilgili karar süreçlerine hiçbir zaman dahil edilmeyen, neredeyse eğitimin çeperinin kenarına sıkıştırılan öğretmenlerimizin, tüm bu yanlışların ayyuka çıktığı bir dönemde tek sorumlu ilan edilmesi anlamına gelecek performans taslağını haksız bir değerlendirme ve hukuksuz bir uygulama olarak görüyoruz. Yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, not vermesi gerekeni not alana dönüştürecek, eğitimin paydaşlarını gerçek rollerinden uzaklaştıracak bir değerleme sisteminden medet ummak, sahip olduğumuz değerleri de israf etmek olacaktır. Okulların bunduğu sosyal konumu, ekonomik imkânlarını, fiziki donanım ve altyapılarını, öğrenci profilini, ebeveynlerin statüleri arasındaki farkları dikkate almayan bir değerlendirme anlayışı ülke gerçeklerinden de uzaktır. Bu durum, eşitsizlikler içinde adalet aramak, yeni hak kayıplarına kapı aralamak, yeni çatışma alanları üretmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim sisteminin geldiği bu son noktada karar alıcıları hesaba dahil etmeyen, hatalı politika belirleyenlerin performansına odaklanmayan, “biz yaptık oldu” anlayışını sürdürenlerin performansını öncelikle değerlendirmek daha doğru bir başlangıç olacaktır. Eğitimin öznesi olan eğitimciler şiddetin nesnesi haline gelmiştir. Her geçen gün artan şiddet olayları birçok eğitimciyi mağdur etmekte, eğitim camiasını hem tedirgin etmekte hem de üzmektedir. Önceden itibarın, ihtimamın ve saygının odağında olan öğretmenlerimiz artık hakaretin, şiddetin ve itibarsızlaştırma sarmalının içine düşürülmüştür. Aklıselim insanlar için bu bir mesleğin yıpranması değil bir milletin geleceğinin yok edilmesidir. Münferit eylemler olmaktan çıkmış, gittikçe yaygınlık kazanmış, artık toplumsal bir yara haline gelmiş bu şiddet, eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesini olumsuz etkilemekte, eğitimcilerin verimliliğini düşürmektedir. Bir daha Ayhan Öğretmenlerin görevi başında öldürülmemesi, Yusuf Öğretmenlerin arkadan vurulmaması, Gülhan öğretmenlerin sokakta ortasında bıçaklanmaması, Yunus öğretmenlerin zorbalarca darp edilmemesi için tüm eğitim kurumlarından sesleniyor, şiddete dur diyoruz. Bu şiddet olaylarına dur diyecek bir irade gösterilmez, şiddet uygulayan kişiler hak ettikleri cezaya çarptırılmazlar ve daha ciddi, caydırıcı tedbirler alınmaz ise çok daha ağır olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu doğrultuda eğitim çalışanlarına karşı eğitim öğretim hizmeti sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması artık kaçınılmazdır. Eğitimciler olarak şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte yasal düzenlemeler yapılmasını acilen talep ediyor ve bekliyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak Öğretmen Performans Değerlendirme Taslağına hayır diyor, mesleğimizin daha fazla yıpratılmasına müsaade etmeyeceğimizi buradan haykırıyoruz. Türkiye genelinde performans taslağına itirazımızı tescilleyecek imzaları atıyor, şiddete dur diyecek iradeyi gösteriyoruz. 81 ilde üyelerimizin emeği, tüm eğitim çalışanlarının desteğiyle büyüteceğimiz bu sese, yetkililerin sessiz kalmamasını umuyor haksızlığa ve zorbalığa karşı sonuna kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”dedi.  Akabinde getirilmek istenen sisteme karşı olan öğretmenler TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmek üzere matbu dilekçeye imza atarak destekte bulundular. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilmesi planlanan Öğretmene Performans Sistemi’ ne tepki olarak Eğitim Bir-Sen Genel Merkezinin organizesiyle ülke genelinde 02.04.2018 tarihinde il ve ilçelerdeki tüm okullarda saat 11.00’de temsilen belirlenen merkezi okullarda basın açıklaması gerçekleştirildi. Sarıkaya’da Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilciliği olarak İlçe Temsilcisi Hacı Ali Efe tarafından Namık Kemal İlköğretim Okulu öğretmenler odasında basın açıklaması düzenlendi. Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Hacı Ali Efe yaptığı açıklamada,” Performans değerlendirme taslağına hayır diyor, şiddete karşı yasal düzenleme istiyoruz. Öğretmenlerimiz, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısı olmayacak aksine kurumsal bütünlüğü bozacak, mesleki motivasyonu düşürecek, çalışma barışını yok edecek, işbirliğini zedeleyecek, öğretmenlik mesleğini örseleyecek performans değerlendirme sürecine tabi tutulmak istenmektedirler. Performans değerlendirme taslağının hiçbir hukuki ve kanuni dayanağı yoktur. Eğitim gibi uzun erimli, sonuçları hemen alınamayan bir süreçte, anlık veya kısa vadeli performans ölçümünün mümkün olmadığı eğitimi bilenlerce açık bir gerçektir. Meslekleriyle ilgili konularda söz hakkı verilmeyen, politika belirlenirken tecrübesine müracaat edilmeyen, içerik, yöntem ve materyalleri seçme ve okul yönetimiyle ilgili karar süreçlerine hiçbir zaman dahil edilmeyen, neredeyse eğitimin çeperinin kenarına sıkıştırılan öğretmenlerimizin, tüm bu yanlışların ayyuka çıktığı bir dönemde tek sorumlu ilan edilmesi anlamına gelecek performans taslağını haksız bir değerlendirme ve hukuksuz bir uygulama olarak görüyoruz. Yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, not vermesi gerekeni not alana dönüştürecek, eğitimin paydaşlarını gerçek rollerinden uzaklaştıracak bir değerleme sisteminden medet ummak, sahip olduğumuz değerleri de israf etmek olacaktır. Okulların bunduğu sosyal konumu, ekonomik imkânlarını, fiziki donanım ve altyapılarını, öğrenci profilini, ebeveynlerin statüleri arasındaki farkları dikkate almayan bir değerlendirme anlayışı ülke gerçeklerinden de uzaktır. Bu durum, eşitsizlikler içinde adalet aramak, yeni hak kayıplarına kapı aralamak, yeni çatışma alanları üretmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim sisteminin geldiği bu son noktada karar alıcıları hesaba dahil etmeyen, hatalı politika belirleyenlerin performansına odaklanmayan, “biz yaptık oldu” anlayışını sürdürenlerin performansını öncelikle değerlendirmek daha doğru bir başlangıç olacaktır. Eğitimin öznesi olan eğitimciler şiddetin nesnesi haline gelmiştir. Her geçen gün artan şiddet olayları birçok eğitimciyi mağdur etmekte, eğitim camiasını hem tedirgin etmekte hem de üzmektedir. Önceden itibarın, ihtimamın ve saygının odağında olan öğretmenlerimiz artık hakaretin, şiddetin ve itibarsızlaştırma sarmalının içine düşürülmüştür. Aklıselim insanlar için bu bir mesleğin yıpranması değil bir milletin geleceğinin yok edilmesidir. Münferit eylemler olmaktan çıkmış, gittikçe yaygınlık kazanmış, artık toplumsal bir yara haline gelmiş bu şiddet, eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesini olumsuz etkilemekte, eğitimcilerin verimliliğini düşürmektedir. Bir daha Ayhan Öğretmenlerin görevi başında öldürülmemesi, Yusuf Öğretmenlerin arkadan vurulmaması, Gülhan öğretmenlerin sokakta ortasında bıçaklanmaması, Yunus öğretmenlerin zorbalarca darp edilmemesi için tüm eğitim kurumlarından sesleniyor, şiddete dur diyoruz. Bu şiddet olaylarına dur diyecek bir irade gösterilmez, şiddet uygulayan kişiler hak ettikleri cezaya çarptırılmazlar ve daha ciddi, caydırıcı tedbirler alınmaz ise çok daha ağır olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu doğrultuda eğitim çalışanlarına karşı eğitim öğretim hizmeti sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması artık kaçınılmazdır. Eğitimciler olarak şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte yasal düzenlemeler yapılmasını acilen talep ediyor ve bekliyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak Öğretmen Performans Değerlendirme Taslağına hayır diyor, mesleğimizin daha fazla yıpratılmasına müsaade etmeyeceğimizi buradan haykırıyoruz. Türkiye genelinde performans taslağına itirazımızı tescilleyecek imzaları atıyor, şiddete dur diyecek iradeyi gösteriyoruz. 81 ilde üyelerimizin emeği, tüm eğitim çalışanlarının desteğiyle büyüteceğimiz bu sese, yetkililerin sessiz kalmamasını umuyor haksızlığa ve zorbalığa karşı sonuna kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”dedi.  Akabinde getirilmek istenen sisteme karşı olan öğretmenler TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmek üzere matbu dilekçeye imza atarak destekte bulundular.

VATANDAŞ DEĞERLENDİRMEYE DESTEK VERİYOR

Öğretmene Performans Sistemi ne destek verdiklerini söyleyen T.A. , M.T. ve D.D, adlı vatandaşlar birlikte başlarından geçen olayı şöyle anlattı; “5 yıl önce Barbaros İlk okulunda çocuğumun öğretmeninin tayini çıktıktan sonra çocuğumun sınıfına 60 yaşında saygıdeğer bir öğretmen atandı. Öğretmen tecrübeli olmasına rağmen çağa ayak uyduramamış ve yorgun düşmüştü. Ders sırasında sınıfta gazete okuyan ve öğrencilere ders kitabını okutup anladınız mı diyen, Akıllı tahtayı kullanamayan ve öğrencilere kullandıran, öğrencilerin akıllı tahtada bilgisayar oyunu oynadığı bir ortamda öğretmenden beklenen performansın yarısını alamayan öğrencilerin ilerdeki başarısını siz düşünün. Bu öğretmenimiz öğrencilerin notlarını da başka bir öğretmen internete giriyormuş. Sonradan öğrendik. Çocuğum derslerde geri kalınca ve okulla ilgisi kesilince Müdürün yanına gidip bilgi aldım. Müdür beyde bana Milli Eğitim’e şikayet etmemi söyledi. Şikayetim sonucu müfettiş geldi, İnceleme yaptı öğretmen bilgisayar öğrenecek diye karar verdi. Sonradan öğrendim ki şikayet ettiğim öğretmenin oğlu M.Eğitim de müfettişmiş ve öğretmeni teftiş etmek için arkadaşlarını göndermiş.” Şikayet ettiğimiz Öğretmenin çocuklarıda Hakim, Müfettiş, Yüksek brokrat lardan oluşmakta olduğundan hiç bir sonuç alamadık. Öğretmen görevine aynen devam etti olan 24 çocuğa oldu. Bu gibi durumlar için Öğretmene Performans Sistemi şart” dedi. Beceremiyorsan sırf maaş almak için kimsenin çocuğunun hakkını yeme” dedi.

Hakkında Mustafa TEK

Ayrıca bakın

GELECEĞİN TENİSÇİLERİ SARIKAYA’DAN ÇIKACAK

Sarıkaya Belediye Başkanı Osman Gözan spora ve sporcuya verdiği değerle ilçemizde tanınıyor. Sarıkaya Belediyesi kültürel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.