Bir kız öğrencim üniversiteyi kazanmıştı. Kendisini telefonla tebrik ettim. Balıkesir’de bir kız öğrenci yurdunda kalarak üniversite okumaya başlamıştı. Bursa’ya ilk gelişinde buluştuk. “Nasıl gidiyor okul Elif?” diye sordum. Başladı anlatmaya:
“Üniversite okumak için gittiğim Balıkesir’de paralı bir kız öğrenci yurduna kalacaktım. Babam da benimle geldi. Onu göndermedim. O, bir otelde kalacaktı. Ertesi gün okulun ilk günü. Çok heyecanlıydım. Odada birlikte kalacağımız iki kız arkadaşla tanıştık. Biri öğretmenlik diğeri mimarlık okuyacakmış. Kısa tanışmanın ardından dışarı çıkıp babamla buluştum. Birlikte ikimiz için yeni olan kenti gezdik. Saat on ikide kapanacağını söyledikleri yurda bıraktı babam beni 11.45’te. Odaya girdiğimde oda arkadaşlarım uyumuşlardı. Kimi insanlar yastığa başını koyar koymaz uyur. Ben öyle değilim. Yasemin’le Keriman uyuyorlardı. Yarım saate yakın uyumaya çalıştım. Kahverengi peluş maymununa sarılıp uyuyan Keriman uykusunda konuşuyordu. Bir eli ile de bazanın tahta başlığını kaşıyordu. Onu dinlerken uyuyakalmışım. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bir el saçlarımı okşar halde irkilerek uyandım. Önce rüya görüyorum sandım. Gözlerimi açtığımda bir eli ile maymununun boğazını sıkan Keriman diğer eliyle saçlarımı okşuyor, mavi gözleri sabit bir şekilde bana bakıyordu. Öyle korktum ki, “Yasemin!”Diye diğer arkadaşa bile seslenemedim. Bir süre ben yaşlı gözlerle, o mavi donuk bakışlarla birbirimize baktık pencereden giren sokak lambasının ışığında. Korkudan tir tir titrer halde yerimden kıpırdamadan Keriman’a dokunarak “Keriman yerine yat” diyebildim fısıltıyla. Hemen gitti yatağına yattı. Benim için kabus dolu ilk gece böylece başladı.
Keriman yerine yatınca yavaşça Yasemin’ın yanına gidip dürterek onu uyandırdım. Yatağına oturdu. Ben yavaşça Keriman’ın garip şeyler yaptığını anlattım. Dinledi sonra: “git yerine yat bir şey olmaz” deyip yattı, uyudu. Bir süre sonra Keriman yatağına oturdu bir dakika sonra sandalyeye oturup ellerini masanın altına sokarak iki eliyle masanın altını siler gibi hareketler yapmaya başladı. Ben yorganın altından korku ile onu izledim. Uykusu ağır olduğu anlaşılan diğer kız horul horul uyuyordu.
Sonra ayağa kalktı. Bir süre ayakta bekledi. Odadan dışarı çıktı. Tuvalete gittiğini düşündüm. On dakika geçti odaya gelmeyince çok korktuğum halde korkumun peşinden gitmeye karar verdim. Koşarak kattaki tuvalete baktım. Kapı açık içeride kimse yoktu. Yine koşarak odaya döndüm. Ne yapacağımı bilmez halde perdeyi aralayıp sokağa doğru baktım. Keriman, peluş maymunu kucağında sokakta yalnız başına yürüyordu. Genç bir kızın sokakta pijamalarıyla gecenin üçünde dolaşması korkunç bir durumdu. Issız sokakta başına kötü bir şey gelebilirdi. Ne yapmam gerektiğini bilemeden bir süre onu izledim. Sokakta neden dolaştığına bir anlam veremedim. Yanına gidip onu yurda getirmem gerekiyordu ama korkudan gidemedim. Onu izlemekten başka bir şey gelmedi elimden. Sonra bir karaltı Keriman’a doğru yaklaşmaya başladı. Eyvah! Başına bir iş gelecek bu kızın! Gözlerimi silip tekrar baktığımda bir kadın kolundan tutup yurda doğru çevirdi kızı. Birlikte yurda girdiler. Biraz sonra kadın yanında Keriman’la odanın kapısını açıp içeri girdiler. Onu yatağına yatırdı. Şaşkın bakışlarla ayakta onları izlerken kadın parmağı ile işaret ederek beni dışarı çağırdı. Birlikte alt kattaki resepsiyona gittik. “Çok mu korktun?” dedi. “Evet. Hiç uyuyamadım.” Dedim. Saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışarak; “Adın ne?” Dedi. “Elif” dedim. “Bu kız uyur gezer olmalı. Yazık! Ondan korkmana gerek yok. Daha önce de ona benzer bir kız vardı. Mezun oldu gitti. Kimseye bir zararı dokunmaz. Şimdi git odanda uyu. O artık uyur.” Dedi. Beni kabus dolu odaya geri gönderdi.
Odaya girdiğimde her şey normal görünüyordu. Keriman yine maymununu kucaklamış uyuyordu. Yatağı karşıda, Keriman’dan uzakta olan Yasemin de arkası dönük uymaya devam ediyordu. Yatağa uzandım gözüm Keriman’da. Biraz sonra yatağına oturdu. Bir süre bekledi. Sonra geri uzandı. Çok yorgun düşmüştüm. Yine dalmışım. Bir elin kolumu sıvazlaması ile yataktan fırladım. Kolumu okşayan Keriman da irkildi, panikledi sağa sola koşuşturmaya başladı. Bir yere çarpacak diye kolundan tutup yerine yatırmak istedim. İri yarı esmer bir kızdı. Bağırarak onu sakinleştirmeye çalışırken diğer kız uyandı bana yardıma geldi. “Keriman haydi yerine yat.” Diye söyleyince yerine yatıp uyumaya devam etti Keriman.
Sabah uyandık. Keriman: “Kızlar ben gece bir şeyler yaptım mı?” Diye sordu. Ben olan biteni anlattım. Sakince dinledi. Sonra: “Bak, Elif ben uyurgezerim. Yasemin’e ben gezmeye başlarsam endişe etmemesini, sakince ; “Keriman yerine yat.” Demesini tembih ettim. Sen odada olsaydın sana da söylerdim. Bu kadar korkmazdın. Özür dilerim sana yaşattıklarım için.” Dedi.
Öğretmenim, o uyurgezer arkadaşımla bir ay geçirdim. İlk geceden sonra da uykusunda gezdi, kolumu, saçımı okşadı, duvarları tırnaklarıyla kazıdı. Hatta sabah uyandığında tırnaklarındaki kırıkları bize gösterdi. Önceden bilgi verdiğinden ilk geceki kadar korkmadım ama hala korkuyorum. Sabah kahvaltıda ilk sohbetimiz Keriman’ın gece gezileri oluyor.” Dedi.
Dersleri ile, üniversite yaşantısı ile ilgili başka bir şey sormama gerek kalmamıştı. Öğrencim hayatı yaşayarak öğreniyor, insanları tanımaya devam ediyordu. Her yaşta öğrenme devam eder, en kalıcı öğrenme şekli yaparak yaşayarak öğrenmedir.
Ahmet.kocak16@hotmail.com
