SARIKAYA ZİRAAT ODASI YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSİ SONER ARDUÇ;”KÜRESEL ISINMA VE
İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNDEN EN ÇOK ORTA KUŞAK ÜLKELERİ VE TÜRKİYE ETKİLENECEK”.DEDİ
Küresel ısınma ile birlikte artık mevsimler birbirine karıştı.
Artık bahar mevsimi diye bir şey kalmadı. Yaz mevsiminde kış mevsimine, kış mevsiminden ise yaz mevsimine geçiriyor.
Aşırı soğuk hava dalgası, aşırı sıcak hava dalgası, aşırı yağmur aşırı kar ve aşırı sıcaklar. Tarlaya ekine ettik bu yılda yağmur yağmazsa kuraklık, ya aşırı yağmur yağarsa ürünler hastalanırsa ekin ilacını daha atmadıysak…
Hani küresel ısınma vardı, kışlar neden bu kadar soğuk geçiyor, yaşlı amcanın birinin dediği gibi; “yavrum küresel ısınma da neymiş sobanın yerini hiçbir şey tutmuyor”.
İşin esprisi bir tarafa küresel ısınma mevsimlerin aşırı soğuk, aşırı sıcak ve dengesiz olmasına sebep oluyor.
Çünkü küresel ısınma sadece Dünya’nın ortalama sıcaklığının yükselmesi olayını anlatıyor olabilir ama sonucu olan iklim değişimi bir sıcaklık artışından çok daha fazla şeyi içeriyor.
Uzmanlara göre; Aşırı hava olayları iklim bilimcilerin küresel ısınma veya iklim değişimi ile beraber dikkat etmeye başladıkları bir şey değil. Bu olayların tarih boyunca pek çok kaydı var ama bunlar nadirdir. Çoğunlukla Dünya ikliminin bilinen bazı fenomenlerine bağlıdırlar, mesela meşhur El Nino ve La Nina gibi hava olayları.
Sorun şu ki aşırı hava olaylarının sayısında artış var. Hem de öyle basit bir artış değil. Hepimiz bunun farkındayız, son zamanlardaki arkası kesilmeyen aşırı yağışlar ve sel felaketleri aklımıza ilk gelenler olacaktır.
İşin uzmanları; Dünya’nın ortalama sıcaklığı yükseliyor ve bu durum olağan hava olaylarında sıradışı değişikliklere neden oluyor. Buna da iklim değişimi diyoruz. Mesela bir bölge kuraklığı yaşarken, çok uzak olmayan başka bir bölgede şiddetli yağışlar oluyor. Basitçe, hava ısınıyor, sıcak hava daha fazla nem tutuyor ve sıcak rüzgarlar tarım alanlarının üzerinden geçerken daha da fazla nem emip buraları kurutuyor.
Uzun süreli kuraklıklara sebep olan sıcak hava dalgaları yer yüzeyinden bu süre boyunca yüksek miktarlarda nem kaldırıyor. Bu nem atmosferde birikiyor, biriktikçe birikiyor ve bir soğuk hava akımıyla karşılaştığında yağmura dönüşüp bütün yükünü aniden boşaltıyor
Tabii yağmur sularının denize ulaşamaması ve şehir içinde birikmesi için gösterdiğimiz her türlü çabayı da unutmamak lazım. Doğal bir ortamda, kara üzerinde yağmur yağarken suyun bir bölümü nehir veya dere yatağına düşer, diğer bölümü de toprağa.
Toprak bunun bir kısmını emer, fazlası da yerçekimi kanunu gereği eğimli toprak yüzeyinin üzerinden akarak nehir veya dere yatağına ulaşır. Bir iki gün içinde de toprağın emdiği suyun bir kısmı yine nehir ya da dere yatağına sızar. Nehirler ve dereler de gezegenin ana su deposu olan deniz ve okyanuslara bu suyun akması için yol görevi görür ve sonra deniz yüzeyinde su tekrar buharlaşarak döngüyü yeniden başlatır.
Kısa süreli aşırı yağmurlar gibi sıradışı hava olayları iklim bilimcilere yabancı bir olgu değil, nadiren gerçekleşmeleri de normal. Ama sayılarında artık açıkca görülen artış eğilimi, bilim insanlarına öngörülebilen sakin bir küresel iklimden aşırı hava olaylarının artık norm olduğu vahşi ve öngörülemez bir küresel iklime doğru geçiş sürecinde olduğumuzu düşündürüyor. dediler.
Sarıkaya Ziraat Odası Yükeslk Mühendisi Soner Arduç ise gazetemiz muhabirine şu açıklamaları yaptı; “Peki ülkemizde durum nasıl ? bildiğiniz gibi Mayıs- Haziran ayı mart nisan aylarında görmediğimiz yağışlara sebep oldu. Bir çok il Akdeniz ve Karadeniz kıyı ve iç kesimler seller ile boğuşur oldu. En son bu hafta Yozgat ilçelerinde sel afetleri görülmeye başlandı.
Aşırı yağışların tarıma da etkisi çok fazla. Gerek yağmur – dolu gibi afetler ekili tarlalarda hasarlar verdi. Pancar tarlaları su altında kaldı. Ayçiçek yerlerini dolu vurdu. Hunubat ekili yerlerde. Son yıllarda görülmeyen pas hastalıkları ortaya çıktı.
Şekerpancarında kök çürüklükleri meyve bahçelerinde mantar hastalıkları görülmeye başladı. Diğer bir sorunda otlak alanlarda yoğun ot birikimi gözlendi. Her ne kadar tarımsal ilaçlar ile müdahale edilse bile aşırı yağışlar ziraii mücadeleyi de zor noktaya soktu.
Meteroloji verilerine göre önümüzde ki hafta hatta haziran ayı yer yer yağışlı geçecek. Meteroloji mühendislerine göre Temmuz aylarında bile yağış gözükebilecek.
Çiftçilerimiz gerekli önemli almaları üretim alanlarında tarsım risk sigortalarını yaptırmaları ve yağmur tahliye yollarını açık tutmaları tavsiyemizdir.
Aklımızı başımıza toplamamız ve böyle bir gidişi engellemek için elimizden geleni yapmamız gerektiği muhakkak.
Hatta olanaksızı düşünüp yarın bütün Dünya karar verdik ve doğru adımları atmaya başladık diyelim, yine de gezegene bugüne kadar verdiğimiz zarardan ötürü daha bir süre bu aşırı hava olaylarıyla yaşamamız gerekecektir.
Hele bir de korkulan gerçekleşir ve bu olaylar iklimimizin normu haline gelirse (belki de geldi bile), insan kaybını mümkün mertebe azaltmak için şehircilik anlayışımızın değişmesi gerektiği kesindir.”dedi.
Haber Murat Yakışıklı