-TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Naslı, 1 Ocak’tan itibaren 1.300 lira olan asgari ücretin işverene maliyetinin, devletin vereceği 110 liralık desteğe rağmen 1.935 liraya çıktığını vurguladı.
-İşveren yükündeki aşırı artışın istihdamı olumsuz etkileme, dışarıda rekabet gücünü kırma ve ürün fiyatlarını yükseltme riski taşıdığını vurgulayan Naslı, yapılacak kalıcı düzenlemelerle istihdam üzerindeki yüklerin hafifletilmesini istedi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, hükümetin seçim vaadini yerine getirerek net asgari ücreti 1 Ocak’tan itibaren 1.300 liraya çıkarması dolayısıyla işveren maliyetinin aşırı büyüdüğünü, buna karşılık verilen devlet katkısının yeterli olmadığını bildirdi.
Türker Naslı, yeni asgari ücreti değerlendirirken, “2016 yılı için asgari ücret brüt 1.647 TL, net 1.300 TL olarak belirlendi. İşverenin toplam maliyetinin 110 lirası yapılacak düzenleme sonucundaki yararlanma şartlarına göre Hazine tarafından karşılanacak. Ancak bu desteğe rağmen SGK ve İşsizlik Sigortası primi işveren payları ile birlikte asgari ücretlinin işverene aylık maliyeti 1.935 liraya çıkıyor” dedi. Hükümetin, asgari ücretteki ekstra artıştan kaynaklanan yükün yüzde 40’lık bir bölümünü üstlendiğine işaret eden Naslı, bunun ise artışın işverene getirdiği yükü hafifletecek çapta olmadığını dile getirdi. Naslı, Türkiye’de ücret üzerindeki mevcut vergi ve prim yüklerinin, yapılan ücret artışlarının işverene maliyetini katlayarak büyüttüğüne işaret etti.
-“Ekonomiye olumsuz yansımaları olabilir”…
İş gücü maliyetlerindeki artışların üretim maliyetlerini, ürün fiyatlarını ve dış rekabet gücünü olumsuz etkileme riskine işaret eden Naslı, şunları söyledi:
“Maalesef asgari ücret artışı ile işverene getirilen ek yük, taşınabilir ölçülerde değil. İşverenin yükünde meydana gelen aşırı artışa devlet tarafından verilen destek de yetersiz. Başta emek yoğun sektörler ve KOBİ’ler olmak üzere küçük, büyük bütün işletmeleri ciddi maliyet artışları ve güçlükler bekliyor. Özellikle inşaat, tekstil ve hazır giyim, turizm, perakende gibi işçilik giderlerinin üretim maliyetleri içindeki payının çok yüksek olduğu emek yoğun sektörler, iş gücü maliyetlerindeki bu artıştan olumsuz etkilenecektir. İş gücü maliyetlerindeki artış, istihdamı olumsuz etkileyen bir faktördür. Maliyetlerdeki artışlar, firmalarımızın dış pazarlarda rekabet gücünü kırma, ürün fiyatlarında yükselişe yol açma riski taşıyor. Ayrıca asgari ücretteki yüksek oranlı artış, paralelinde kıdem tazminatı yükümlülüklerinde de ciddi bir artışa yol açıyor. Bu asgari ücret düzenlemesi ile işverenlerin kıdem tazminatı yükü yüzde 30 artmış bulunuyor. İşverenin aşırı artan yükü prim ve vergi indirimleriyle hafifletilmemesi halinde bu olumsuzlukların yaşanması kaçınılmaz olur, asgari ücret artışının ekonomiye olumsuz etkilerini yaşayabiliriz. Türkiye’de öncelikli bir reform olarak istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması hayati önem taşıyor. Yapılacak kalıcı düzenlemelerle istihdam üzerindeki yükler hafifletilmelidir.”