“Son yıllarda üniversite sayısı arttı. Artık daha fazla gencimiz üniversite eğitimi alabiliyor. Üniversite sayısının artması hakkında bir akademisyen olarak ne düşünüyorsunuz?”
“Mesleki 37 yılını eğitim-öğretim ve bilimsel araştırmalara veren bir akademisyen olarak diyebilirim ki, ülkemizin en öncelikli konularının başında eğitim meselesi geliyor. Üniversite sayısının artmasının olumlu yanları olmakla beraber, açılma süreci, fakülte ve yüksekokul planlaması, öğretim elemanı, altyapı vb yönlerden ele alındığında maalesef olumsuz yanları daha fazladır. Bu konuda önem arz eden birkaç hususa değinmeden önce üniversite sayıları hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. 2024 yılı ocak ayı verilerine göre, 129 devlet (Güzel Sanatlar ve Milli Savunma Üniversiteleri dahil), 75 vakıf üniversitesi (4’ü MYO) toplamda 208 üniversite aktif eğitim veriyor. Örneğin, 2006 yılında 50 devlet ve 38 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 88 üniversite sayısı, 2011 yılında 103 devlet ve 62 vakıf üniversitesi olarak iki katından fazla artışla toplam 165’e ulaşmış. Bugün gelinen noktadan bakıldığında üniversite sayısının artışının nicel bir durum olduğu, hem yükseköğretimimizin rekabet gücünü artırmadığı hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacak nitelikte istihdam alanları oluşturmadığı görülmektedir. Bir ilimize açılan üniversite veya ilçelere açılan fakülte ve meslek yüksek kullarına bakış açısı, büyük ölçüde ilgili yöremize hizmet alımına yönelik barınma, beslenme, ulaşım gibi alanlarda ekonomik canlılık getirmesi ile ilişkilendirilmektedir. Halbuki, bir üniversitenin kurulması için ilgili bakanlıklar, kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve STK’lar ile ortak fizibilite çalışması yapılmalı, ilgili bölge ve yörenin sosyoekonomik durumu, kültürel değerleri ve üniversiteyi oluşturan tüm bileşenler dikkate alınarak planlama yapılması gerekmektedir. Ayrıca, ülke genelinde yükseköğretime başlayacak öğrencilere tercih önceliklerini belirleyecek anket ve istatistik çalışmaları yapılarak, açılacak bölüm ve branşların planlaması yapılmalı. Zira son yıllarda Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından ikinci ve üçüncü yerleştirmelerde dahi bazı yükseköğretim programlarına başvuru yapılmamaktadır.
Bir başka husus da ülkemizde üniversite sayısı çok olmakla beraber, gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerle kıyaslandığında bizde yükseköğretime dayalı meslek tanımı ve sayısı oldukça az olduğundan üniversitelerdeki birçok bölüm için tercih kısıtlaması söz konusu olabiliyor. Örneğin Çevre Mühendisliği bölümlerinde “atık su arıtıma ve tesisleri” ile “toprak ve yeraltı su kaynaklarının kirliliğinin önlenmesi” gibi alanlarda eğitim müfredatının son iki yılında uygulamalı yönelim eğitimleri uygulanarak yetiştirilecek uzmanlar; tüm belediyelerimizde var olan su ve kanalizasyon idaresi müdürlükleri ile tarım il ve ilçe müdürlüklerinde görev alabilirler. Bu örnekler birçok bölümler için çoğaltılabilir. Bana göre üniversiteler ve bünyesindeki yüksekokullar, bulundukları il ve yörenin öncelikleri ile kalkınmasına yönelik tematik programlar üzerine kurulmalı, uygulama ve araştırma merkezlerinde rol-model projeler geliştirilerek öncülük etmelidir.
Eğitim programları; popülizmden uzak tamamen milli menfaatlerimize uygun ve dünya markası yüksek teknolojik ürünler geliştirmeye odaklı planlanırsa, liyakat esas alınarak alanında nitelikli uzman kadrolarımız ile gelecekte hak ettiğimiz güce kavuşacağımıza inanıyorum. “
“Hobileriniz, fobileriniz var mıdır?”
“Hobilerimi halk oyunları, müzik, şiir, tarih ve siyaset üzerine kitap okuma, belgesel izleme ve fırsat buldukça yeni yerleri görme olarak sıralayabilirim. Birçok insanın korkuları benim içinde geçerli olmakla beraber, çocukluğumda karanlık fobim vardı.”
“Emeklilik hakkınızı elde ettiniz. Emekli olduğunuzda nerede yaşamayı düşünüyorsunuz? “
“Evet emeklilik hakkımı elde etmiş durumdayım, ancak devam eden projeler ve doktora öğrencilerimin çalışmalarının tamamlanması için bir süre daha akademide devam etmeyi düşünüyorum şimdilik. İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden birisi ancak nüfus yoğunluğuna bağlı nedenlerle aynı zamanda zor bir şehirdir. Emekli olduğumda, senenin belli bir dönemini İstanbul dışında sakin, küçük bir yerleşim yerinde geçirme planımız var inşallah.
Eğitimci bir yazar olarak köşenizde yer vermenizden onur duydum, teşekkür ediyor sağlıklı günler diliyorum.”
“Sayın Kadir Hocam, ilçemizde yetişmiş değerli bir bilim insanı, gençlerimiz için rol model siniz. Sizi takdirle izlemeye devam edeceğim. Yoğun işleriniz arasında söyleşi önerimi kabul edip zaman ayırdığınız için asıl ben teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.”
ahmet.kocak16@hotmail.com
