RAMAZAN AYININ İKİNCİ ON GÜNÜ-MAĞFİRET GÜNLERİ BAŞLADI
Ramazan ayının ortasına yaklaşırken Sarıkaya İlçe Müfütüsü Emrah Kandemir yapacağımız önemli ibadetleri ve Ramazan ayının değerlendirilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Kandemir açıklamasında özetle şunları söyledi: Ramazan ayının ilk on günü bitti, ikinci on günü başladı. Hz. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) Ramazan ayını üçe bölmüş, “Evveli rahmet, ortası, mağfiret, sonu da cehennemden azad” buyurmuş. Geçtiğimiz Perşembe günü rahmet günleri olan ilk on günü tamamladık, Cuma gününden itibaren mağfiret günlerine girdik.”Mağfiret”in anlamı, “affolunmak” demektir. Cenab-ı Allah bu ikinci on günü de ihya edenleri (orucunu tutup 5 vakit namazını kılanları, haramlardan sakınanları, kötülükleri terk edenleri, zekatını-fıtrasını verenleri, hayır ve hasenat yapanları, tövbe edip çok dua edenleri…) affedecektir, inşallah. Müslümanların bu fırsatları kaçırmamalarını tavsiye ederim. Özellikle bu Şifa ayında akrabalarımızın, komşularımızın, muhtaç tüm insanların ihtiyaçlarını gidererek, dertlilerin derdiyle ilgilenerek gönüllerini ve dualarını alalım ki, Yüce Rab’ımızın affını hak edelim.
ZEKAT AYI RAMAZAN
Ramazan ayında yapılan önemli ibadetlerin biri de zekatın genellikle Ramazan ayında verilmesi. Bu konuyla ilgili olarak da ilçemiz müftüsü Emrah Kandemir şunları söyledi: “Allah Teâlâ insanoğlunu imtihan için yarattı; kim müslüman olup ibadet edecek, kim inkar edip isyan edecek. Ayrıca Müslümanları da; kim Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in ve sahabesinin (radıyallahu aleyhim ecmain=Allah hepisinden razı olsun) yolundan gidecek, kim de şeytana ve nefsine uyup sapkınlığa düşecek… Yine Allah tüm insanlığı mal-mülk, evlat, sıhhat ile imtihan edecek. Allah malı dilediği çalışanlara, ilmi de dileyen çalışanlara verir. Seb’e suresi 39. ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz buyurur ki; “De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra (fakirler için) ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” Âyette görüldüğü üzere Allah dilediğine veriyor (mal ile imtihan ediyor), dilediğine vermiyor (sabırla imtihan ediyor). Bu âyette önemli bir nokta dikkatimizi çekiyor: Allah, hayra verilen malın yerini dolduracağını vadediyor.
Hayır vermek için malın bir ölçüsü yok. Ancak zekat vermek için bir ölçü var: o da dinimize göre zengin sayılmak. Zengin sayılınca her yıl belirli bir miktarı fakirlere vermek dinimizin beş direğinden biridir. Bunu Ramazan ayına dek getirmek sevabı kat kat artar, çünkü bu ay bereket ayıdır.
ZEKAT NE DEMEKTİR
Lügatta nemâ ve ziyade, artma manalarına gelir. Bu mâlî ibadete zekat denilmesinin sebebi, zekatı verilen malın halefi ile çoğalmasından, artmasından ve âhirette sevaba vesile olmasından dolayıdır. Hakikaten malının zekatını veren ve fukaraya yardımdan geri durmayan ihlaslı hayır sahiplerinin malının günden güne arttığını görürüz. Bu artışa en çok fakirlerin gönlünü alma, onların “Allah razı olsun, Allah malını artırsın!.. “ gibi duaları sebep olmaktadır.
Gaye İnsan-Ufuk Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de bir hadis-i şeriflerinde buyurur ki;“Her Allah’ın günü iki melek iner. Bunlardan biri:
– Allah’ım! Malını verene yenisini ver! diye dua eder. Diğeri de:
– Allahım! Cimrilik edenin malını yok et! diye beddua eder.” (Riyazu’s-Salihin, II.cilt, sayfa 219, hadis no:297) Fakirin hakkını verenlerin mallarında bereket, artış olduğunu; vermeyenlerin ise mallarında bereketsizlik, heba ve nihayet mahvolduğunu görüp durmaktayız. İşte bunda da aç gözlerin eritici tesiri bulunduğunda şüphe edilmemelidir. Mesela; zekatını vermeyen zenginin malına fakirin gözü değebilir. Hayırsız mal ne kendisine, ne de başkasına fayda verir. Hani derler ya: “Hayy’dan gelip Hû’ya gider.” Bir büyük şöyle demiş: “Malın hayırlı mı hayırsız mı olduğunu anlamak için nere gittiğine bakınız.”
Yine Cenâb-ı Hakk Rum suresi 39.âyette buyurur ki; “İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekata gelince, işte zekat veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.” Şu husus dikkatimizi çekiyor: “Zekat veriyoruz, mal artıyor; hâlbuki eksilmesi lazım?” Allah (celle ve celaluhu) bereket verirse elbette ki artar; mal içinde mal yaratır, zaman içinde zaman yarattığı gibi. Milyarlarca bereketsiz paranın yapamadığı işi, az bir bereketli para yapabilir.
ZEKAT MALI TEMİZLER
Zekatın ikinci manası taharettir, yani temizlik. Bir servet içinde fakir hakkı bulununca, o hak bu servet için adeta bir lekedir, kirdir. Aynı zamanda bu hakkı vermeyenin de vicdanı cimrilik gibi kötü bir huyla kirlidir. İşte maldaki bu lekeyi, gönüldeki bu kiri ancak zekat temizler. Cenâb-ı Allah Tevbe suresi 103.âyet-i kerimede buyurur ki; “Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükunettir (onları yatıştırır). Allah işitendir, bilendir.”
Zekat temizliktir, malın kirini giderir; mal ve vicdanı temizler. Neden kir denilmiş, malı temizler denilmiş? Zengine: “Zekat ver, malını bu kirden temizle..” Fakire de: ”Zekata göz dikme, bu bir kirdir; geçimini hep bu kir ile temin etme, bunu alışkanlık haline getirme, durumunu düzelt, sen de zekat verir hale gel.” İşte bunun içindir ki, bu kir Kâbe’ye, camiye harcanmaz, ölüye harcanmaz; anne-babaya, ecdada, evlada yedirilmez. Zariyat suresi 19. âyetin meali şöyle: “(Zenginlerin) Mallarında, isteyen fakirin de (iffetinden dolayı) istemeyen fakirin de hakkı vardır.” Basit bir misal verecek olursak şöyle: İki kişi çağırıyorsunuz, birine diyorsunuz ki: al şu 40.000 TL’yi, size hediye ediyorum. 39.000’i senin 1.000 TLyi şu adama vereceksin. Allah Teâlâ’nın zengine verdiği malın esprisi budur.
ZEKAT ORUÇ VE HAC’DAN DAHA ÖNEMLİ BİR İBADETTİR
Zekat haccdan, oruçtan, daha önemli bir ibadettir. Çünkü diğerlerinde Allah hakkı, zekatta ise kul hakkı vardır. Zekat Kur’an-ı Kerim’de 30 yerde geçmekte olup 29’u namazla birlikte emredilmiştir. Allah Tâlâ Fussilet suresi 7.âyette, zekat vermemeyi kafirlerin sıfatı olarak zikretmiştir: “Onlar zekatı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.” Ahiretteki cezayı da şöyle beyan etmiştir: (Tevbe suresi, 34. ayet) “Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!”
ZEKAT EN GÜZEL TOPLUMSAL DAYANIŞMADIR
Zekatın ferde ve topluma faydaları anlatmakla tükenmez. Ancak kısaca şöyle özetleyelim:
1-İnsanı cimrilikten kurtarır.
2-Rûhî huzura kavuşturur.
3-Fakirlik vesvesesinden, endişesinden kurtarır.
4-Lüks ve israfı önler.
5-Fakir ve zengini birbirine yaklaştırır, kaynaştırır.
Bu gün dünyada toplumları sarsan önemli sebeplerden biri de zenginler ile fakirler arasında uçurum olması, sevgi bağı olmaması, zenginin fakirin derdiyle ilgilenmemesi. Geçmişte Arjantin’de ve bazı Avrupa ülkelerinde halk isyan edip dükkanları yağmaladı. Bizde, Müslüman ülkelerde niye olmuyor? Çünkü, elhamdülillah bizde zekat var, fıtra var, fidye var, kurban var, işlenen günahların keffaretlerinin maddi ödemeleri var, hayır var, hasenât var, “Komşusu açken, tok yatmama” var. Ama keşke daha da güzel olsa… Yapılan araştırmalar ve tespitlere göre; eğer bütün zenginler zekatlarını tam verseler memlekette fakir kalmaz. Bunun misali Ömer b. Abdilaziz=II. Ömer (Emevi halifesi, II.yüzyılın Müceddidi) devrinde yaşanmış; zekat memurları zekatları toplayıp fakirlere dağıtmışlar, artmış. Halife II.Ömer’e “Ülkede fakir kalmadı, artan zekatı ne yapalım?” demişler, o da “Zenginlerin borcunu ödeyin.” demiş.
ZEKAT MALI KORUR, HASTAYA ŞİFA OLUR
Zekatın bir faydası da, zekatı verilen bir malı Allah Teâlâ’nın koruma altına alması ve zekat sayesinde hastaların şifa bulmasıdır. Hz. Peygamberimiz buyuruyor ki: ”Mallarınızı zekat vermekle muhafaza altına alınız. Hastalarınızı sadaka vermekle tedavi ediniz. Allah’ın imtihanına karşı dua ile yardım dileyiniz.”
Yine Bakara suresi 276. ayette buyurulur ki; “Allah faizi tüketir (faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.”
Müftü Kandemir sözlerini şöyle tamamladı: “Müslümanlar olarak çok çalışmalıyız, her birimiz zekat verir hale gelmeliyiz. Fertler zengin olursa, toplum zengin olur; toplum zengin olursa devlet zengin olur. Zengin olalım, zekat verelim.”dedi. Haber M.Tek
EtiketlerManşet
Ayrıca bakın
ATEŞ “BÜTÜN KÖYLERİMİZİN SORUNLARI SIRAYLA ÇÖZÜLECEK”DEDİ.
Sarıkaya Kaymakamı Ahmet Nuri Demir, İl Genel Meclis Üyesi Adem Ateş ve Özel İdare Müdürü …