Yıl 1974’ler Sarıkaya da pazar pazar günleri kurulur satıcıların çoğu cumartesi öğleden sonra gelir.Satışlarda yavaş yavaş başlar. Akşam olunca yatak satan insanlar vardı at arabası ile yatak getirir günlük olarak pazarcılara yatak kiraya verilir. Yatakları kıraya veren arabacı sabah pazarın hareketliliği başlamadan gelir hem pazarcıları uyandırır parasını peşin aldığı yataklarını topar at arabasına yükler giderdi pazar günü farklı köylerden gelen insanların buluşma haberleşme yeridir. aradığını bulamayanlar tepedoğanlı deli şaban a 50 kuruş verip tellal çağırtırlar. Deli şaban veciz sözleri de vadır tabiki. Hamağı var tası yok belediyesi var nahı yok her köyden birer insan birikmiş bir birinden farkı yok vb. pazar o kadar canlı geçer ki bit tarafta buğday pazarı bir tarafta hayvan pazarı bir tarafta sebze pazarı baran caddesinin iki tarafında da köylerden gelen satıcılar azapbaşlıdan armut getirenler mescitliden koca koca erik getirenler elmalar hepside ilaçsız doğal lezzet yozgatlı ali amaca nın (ALİ İNANÖZ) lokantnın kapısında garson yemekleri bağırarak sayar döner kes denirdi kes bir yağlı olsun insanlar etin yağlısını yenirdi öğleden buğday ve hayvan pazarında sucuk ekmek satılır. Gazozcu Hasan abi’nin kendi ürettiği gazozlar satılır. çok hızlı bir şekilde pazar öğleden sonra dağılır. Bir torba buğday ile gelen insanlar buğdayı sabah çiflikli nazım satar parayı alan soluğu sebze pazarında alır. Ahraz saatcı amele kahvesine tezgahı kurmuş hızlı bir şekilde saat tamir eder ( sonra bunun istihbaratçı filan olduğu söylendi) daha sonraki yıllarda şimdiki ziraat bankasının olduğu yerde bir lokanta vardı önünde kocaman birde söğüt ağacı adanalı mustafa abi diye bilinirdi gece bir içki sofrasında saatçinin ahraz olmadığını öğrenmiştir. O lokantanın üstü belediye binası lokantanın arkası da memurlar lokali idi tek mehmed’in çaman ekmek tahin reçel haşlanmış yumurta sattığı yer köprünün yanında derenin kenarında lokantaya inat çalışırdı. Sarıkaya’nın 5100 nüfusu vardı herkes bir birini tanırdı. Tek kırtasiyecisi ömer kunt gazete bayii ayını zamanda yazlık sineması vardı yazları yazlık sinemaya gideriz arka kısım aileye aittir elektrikler kesilir örer ağanın takayı 10 kişi itekler çalıştırır. Ondaki jenaratörle elektrik üretilir filim kaldığı yerden devam eder. Sanayi yok melez yolunda bir iki sıcak demirci var bunlardan biride şükrü usat babamın ahbabı birde resul ustalar var çerkez kaynçılar cafer savacı ustaların şhell petrolun yanında at arba tekeri yapılan atölyeleri.
Ali Fuat ÇULHA